Mistik bir ormandayız. Bir ağaca sırtını dayamış ve yerde olan birisi var. Bu kişi Boogeyman ancak yüz boyası sadece kırmızı. Yanındaki torbada her zamanki gibi solucanları var. Boogeyman düşünceli bir şekilde yere bakıyorken kameraları fark ediyor ve hiç istifini bozmadan konuşmaya başlıyor.
The Boogeyman: Day Of Risinge ilk ayak bastığım andan itibaren insanların aklında yer edindim. Bunu kimse inkar edemez, hem bir bilinmezlik içindeyim hem de korkuyum. Kimi güreşçilerin hangi takımı tuttuğu, hangi rengi sevdiği, hangi meyveyi sevdiği bile biliniyor. Benim ise nereden geldiğim ya da niye gizemli olduğum bile bilinmiyor. Yakında herkes bunları öğrenecek demiştim ancak yakında sözcüğü her zaman çok yakın olmaz. Televizyonlarda yakında dizi başlayacak denir ancak dizi 3 ay sonra başlar. Bazen yakında sözcüğü 1 yıl dahi olabilir. 1 yıl çok kısa bir süre aslında. Hayatımız kısadır. Ortalama yaşama süremiz 60-70 yıl civarı. Bu kadar zamana karşılık 1 yıl su gibi akıp geçer. Yaş demişken, benim yaşım biliniyor mu? Bilenler vardır ya da tahmin edenler ama çoğu kişinin fikri yok. Ya da benim neden yüz boyası kullandığımı bilmiyorsunuz. Bunun gibi birçok gizem içinde yaşıyorum. Bilinmezleri severim, insanda merak uyandırır. Bende geçen hafta Sami Zayni yendikten sonra bana seslenen adamı merak etmeye başladım. Gizemleri severim demiştim ya, onunda gizemli olmasını sevdim. Ancak o kim ya da benim gibi cesaretli mi bilmiyorum! Kesinlikle benimle karşılaşmak istiyor ve bilsin ki bende onunla karşılaşmak istiyorum. Geri döndüğümden beri maçlarım çok rahat geçiyor, beni heyecanlandıracak bir rakip gelmedi karşıma. Dev Big Showun zayıf yanlarını hemen bulup onu yendim. Herkes şaşırmıştı, çünkü kütle farkı vardı. Ancak Boogeyman gerçeği de var. 2 hafta sonra da yetenekli Samiyi yendim. O daha bu yaz ve ilkbahar dönemlerinde inanılmaz performans sergilerken şimdi neden bu halde anlıyorum. Çünkü o cesaretini kaybetmiş, kaybetmese maçı zorlardı. İkisi de benden korktular. Ancak anlıyorum ki bana meydan okuyan gizemli adam benden korkmuyor. Evet ben korkuyum ancak herkes kendini tam olarak kanıtlamalı. Lionel Messi daha ilk parladığı zamanlar ben Dünyanın en iyisiyim dese buna inanan insan sayısı çok az olurdu herhalde. Şimdi benden herkes korkmuyor biliyorum ama aklına girdim çoğu kişinin. Üstelik bunu korkutarak değil kazanarak başarıyorum. Ama korkutarak yapacaklarımın sınırı yok.(Biraz güler ve solucan torbasını yere boşaltıp devam eder.) Solucanlarım ile dertleşmeyi çok severim, onlar beni belki anlamıyor, belki konuşamıyor ama beni rahatlatıyorlar. Benim gibi yalnızsanız bir dert ortağı ararsınız. Hakkımda sizlere ilk kez bilgi vereceksem o sanırım birazdan diyeceğim şey olmalı. Ben ormanda küçük bir kulübede solucanlarım ile yaşıyorum. Ben herkesten farklıyım. Mesela herkes birbirinin taklidini yaptı neredeyse ama ben taklit yapmadım çünkü yapamam bu benim gerçeğim. Ben bir kahraman değilim, ben anti-kahraman ya da kötü adamda değilim. Im The Boogeyman and Im comin to getcha! Ve gizemli adam senin teklifini de kabul ediyorum, ancak DoRda seninle yüzleşmek istiyorum. Tabi sen gelmeyebilirsin ama ben seni heyecan ve cesaretle bekleyeceğim.
Boogeyman solucanları ile karanlıkta kaybolurken kameralar kapanır.