[ame="https://www.youtube.com/watch?v=pfwEVNLdbCc&"]https://www.youtube.com/watch?v=pfwEVNLdbCc&[/ame]
İlk bölümümüz Mahalleden Ayrılış saat 18.00'da sizlerle.
GWA gururla sunar..
Şubat 2002
Pachuca, Meksika
Kameralar bir gecekondu evinde açılıyor, ev iyice boşalmış durumda. Normal bir gecekondu evine göre hiç dağınıklık yok desek yeridir. Kameralar odalardan birine giriyor ve iki valizi gösteriyor. Hunico'yu valizlerin başında beklerken görüyoruz, yan odaya bağırıyor.
Hunico: Or*spu çocuğu, hadi senin yüzünden uçağı kaçıracağız. Sıçmak için tam zamanını buldun.
Hunico laflarını bitiremeden sifon sesi duyuluyor ve Camacho tuvaletten çıkıyor.
Hunico: Bari ellerini yıkasaydın a*ına koyayım.
Hunico valizini omzuna atıyor, arkasından Camacho'da aynısı yapıyor ve kapıyı sertçe çarparak evi terk ediyorlar. Kapının önünde onları bekleyen iki arkadaşları var.
Miguel: Demek mahalleden ayrılıyorsunuz or*spu çocukları.
Hunico: Biraz para yapıp geri döneceğiz amigo, nasıl yaşadığımızı görüyorsunuz.
Carlos: Ve bu sürede annen bize kalacak.
Carlos ve Miguel gülerken Hunico sinirli bir şekilde onlara bakıyor. Miguel 'hadi ama' tarzı bir işaret yapıyor ve Hunico'ya gel sarılalım işareti yapıyor. Hunico ona doğru giderken Miguel ona yumruğu patlatıyor.
Miguel: Elveda yumruğu cabron.
Miguel ve Carlos gülerek arabalarına atlayıp orayı terk ediyorlar.
Hunico: Anasını s*ktiklerim. Parayı bulduktan sonra hepsi köpeğim olmak için sıraya girecekler.
Hunico ve Camacho bisikletlerine atlarken kameranın görüntüsü kesiliyor.
Benito Juarez Uluslararası Havalimanı
Hunico ve Camacho bisikletleriyle havaalanının önüne geliyorlar. Güvenlik tarafından durduruluyorlar, ikisi de bisikletten indiriliyor. Valizler kontrol edildikten sonra Hunico ve Camacho'nun üstleri aranıyor.
Camacho: Bu herif g*tümü elliyor.
Hunico: Sen seversin ib*e g*tveren.
İkisi de temize çıktıktan sonra bisikletlerine tekrar biniyorlar ancak güvenlik bisikletleri alamayacaklarını söylüyor. Hunico bisikletini hafifçe kenara bırakıp güvenliğin karşısına dikiliyor. Aralarında yaklaşık 20 santim var.
Hunico: Bisikletimi almıyorum ne demek or*spu çocuğu, o benim en değerli hazinem. Bu s*kik valizi istersen almayabilirsin, çöp kutusuna atabilirsin ancak bisikletleri buradan geçirmek zorundasın.
Güvenlik, Hunico'ya kafasını olumsuz bir şekilde sallıyor ve cebini gösteriyor. Hunico sinirle yumruklarını sıkıyor, Camacho 'dalalım' tarzı hareketler yaparken ona dönüyor.
Hunico: Seni aptal or*spu evladı, burada bundan kim bilir kaç tane var biliyor musun? Cebindeki her şeyi sökül.
Camacho'nun cebinden yalnızca 20 dolar çıkıyor. Hunico da kendi cebinden 30 dolar çıkartıyor ve güvenliğe uzatıyor. Güvenlik önce parayı alıyor, daha sonra Hunico ile Camacho'nun suratına bakıyor ve kahkaha patlatıyor. Bir yandan gülerken bir yandan konuşmaya çalışıyor.
Güvenlik: Fak... ir or*s.. pu çocuk....ları.
Hunico arkasını dönüyor, elini donuna sokuyor. Güvenlik para çıkaracağını düşünerek bekliyor ancak Hunico bir iğne çıkarıyor ve güvenliğin koluna batırıyor. Güvenlik ne olduğunu anlamadan birkaç dakika ikisiyle bakışıyor. Ardından kafası uçuyor ve ikisine geçebileceklerini gösteriyor.
Güvenlik: Güzel bisikletler.
Hunico: En değerli malımı aldın or*spu çocuğu, parasını döndüğümde s*ke s*ke ödeyeceksin.
Hunico ve Camacho bisikletlerini sürerek havaalanına giriyorlar. Camacho karnını tutuyor.
Camacho: Ben acıktım cabron.
Hunico: Tüm paramız o yolunu yordamını s*ktiğimin ayısında kaldı, eğer çok bir şeyler yemek istiyorsan y*rrağımı yiyebilirsin.
Camacho yüzünü ekşitirken Hunico gülüyor, kameralarımız yine kesiliyor.
Mart, 2002
New York, Amerika Birleşik Devletleri
New York'un ücra sokak aralarından birinde Hunico ve Camacho'nun yaktıkları ateşin başında oturduklarını görüyoruz. İkisinin de üstlerinde bir battaniye var, ellerini ateşe uzatmış bir şekilde duruyorlar.
Camacho: Bir haftadır ağzıma orada burada bulduğumuz artıklardan başka bir şey girmedi Jorge. Bizi buraya getiren aklını s*keyim.
Hunico: Anasını s*ktiğimin yerinde bir tane bizim işe bakan insan bulamadık, hayalim bu muydu sanıyorsun anasını s*ktiğim.
Camacho: Geri de dönemiyoruz, bu s*ktiğimin şehrinde ne vardı da sürükledin bizi. Ölümüzü bulamazlar burada bizim.
Hunico sinirle battaniyesini atıp Camacho'nun boğazına yapışıyor.
Hunico: Senin ananı tavana asarım, a*ına smaç basarım or*spu çocuğu. Tüm suç bendeymiş gibi konuşma, her gün şu sefil hayattan kurtulalım Amerika'ya gidelim diyen sen değil miydin?
Camacho'nun suratı nefes alamadığı için iyice kızarırken sokağın girişinde duran bir limuzinden korna sesi geliyor. Hunico arkadaşının boğazını bırakıp ayağa kaldırıyor ve limuzine doğru ilerliyorlar.
Camacho: Umarım bizi s*kmezler.
Hunico bir tokat atıyor Camacho'ya ve yürümeye devam ediyorlar. Limuzinin önüne geldiklerinde kapı açılıyor. Arka koltukta oturan birisi onlara sesleniyor.
Gabriel: İçeri geçin.
Hunico ve Camacho birbirlerine bakıyorlar.
Hunico: Bisikletlerimiz.
Gabriel: Hay sizin bisikletlerinizi s*keyim, ayağınıza limuzin getirdik. Jose bagajı aç.
Hunico ve Camacho hemen koşup bisikletlerini alıyorlar, ardından bagaja yerleştiriyorlar. İkisi de limuzine bindikten sonra kapı kapanıyor.
Camacho: Bizden ne istiyorsunuz, bize ne yapacaksınız?
Gabriel: Size bir şey yapacak olsak o bisikletler paramparça olmuş, siz de kafanızda birer mermi ile ateşinizin başında yatıyor olurdunuz.
Gabriel belindeki silahı gösteriyor.
Gabriel: Patronun sizden isteği var, sizi ona götürüyorum. Eğer onun dediklerine uymazsanız da sonunuz az önce anlattığım olur.
Kameralar iyice ürkmüş Camacho ve Hunico'nun suratını çekerken görüntü kesiliyor.
Çok izbe bir köşede bulunan bir fabrikayı görüyoruz. Hunico ve Camacho şaşkınlık dolu bakışlarıyla Gabriel'i izlerken arabadan iniyorlar.
Camacho: Allahını severseniz bizi öldürmeyin. Zaten daha yeni geldik. Bizden alabileceğiniz bir para falan da yok.
Hunico: İbne doğru söylüyor. Çok değerli bir malım vardı, onu da bu salak Camacho yüzünden bisikletlerimizi havaalanından geçirmek için kullandık. Sahi bize ne yapacaksınız? Size vereceğimiz bir şey yok.
Gabriel: Siz ne çok kafa ütülüyorsunuz a**ına koyayım. Geçin şuraya, patron sizi bekliyor.
Hunico ve Camacho fabrikadan içeri giriyor ve etrafa baktıklarında onlarca kimyagerin çok rahat koşullarda mal ürettiklerini görüyorlar. O sırada fabrikanın en sonunda mavi takım elbiseli bir adam karşılıyor onları.
Gustavo Chica: Hoş geldiniz. Şu an kim bu kodaman herif diye içinizden küfürler savurduğunuzu hissedebiliyorum. Size anlatayım; Ben Gustavo Chica. Buradaki tüm insanlar benim sayemde sallanıyor. Eğer New York'un göğe uzanan binalarından fırsat bulup en tepede uçan biri görürseniz size benim selamımı söyler. Meksika'da çok hatrı sayılır bir tanıdığım artık buralarda iş yapacağınızı söyledi. Sorun şu ki, yapamazsınız. Zaten yapabileceğinizi de sanmıyorum çünkü yoksun hayat tecrübenizden ötürü anında enselenirsiniz. Ama arkanızda benim gibi sizi koruyup kollayan biri olursa... Teklifim açık. Kendi malınızı yaptığınızı biliyorum, ama eğer benimle çalışacaksanız o köpek öldüren kalitesizlikteki şeyi size sattırmam. Gördüğünüz gibi, emrimde çalışan tonlarca insan var ve New York'un uyuşturucu ihtiyacını fazlasıyla karşılıyoruz. Ne diyorsunuz?
Camacho: Yol-yemek-sigorta var mı?
Hunico: Beynini si*eyim senin. Pardon esé, tedarik ettiklerimizden kâr payımız nedir?
Gabriel: Bir daha patrona esé dersen o aptal bisikletinin tekerleklerini söküp düz şekilde kaldırır ve seni ona oturturum seni Latin or**pu çocuğu.
Gustavo Chica: Tamam Gabriel. Bu arkadaşlar daha 20'lerinde ve bu toplara daha önce hiç girmedikleri için işler nasıl yürür bilmiyorlar. Onlara iyice anlat. Emrimde çalışan herkesin burada en iyi koşullarda yaşayabilecek kadar kaliteli bir hayat sürdüğünden bahset. Bunu seveceklerinden eminim. Eğer o sefil hayatınızdan kurtulup bir insan gibi yaşamaya başlamak istiyorsanız, anlaştık demektir.
Camacho: Ben istemi-
Hunico: Sussana am*n evladı. Anlaştık patron.
Hunico kafasını gülerek sallayarak her şeyi onayladığını gösterdikten sonra Gabriel onlara satacakları malı tanıtıyor. Bu sırada Hunico, Camacho'nun kulağına bir şeyler fısıldıyor.
Hunico: Şuradan bir çıkalım, senin ananı ilk uçakta buraya gönderip onu altımda inleteceğim. Gerizekalı o***pu çocuğu. Hiç akıllanmayacaksın değil mi? Ayağımıza gelen fırsatı tepiyordun az kalsın.
Camacho: Ben kendi malımı satmak istiyorum.
Hunico: Ben aksini mi dedim? Öyle olacak zaten p*ç kurusu. Onun tedarikçiliğini yaparken bir yandan paravandan kendi malımızı da satacağız. Bu gö*ündeki kıllar kadayıf olmuş yaşlı bunağın haberi olmaz zaten. Bakma öyle taş*klı görünüyor ama bir s*k çıkmaz bundan. Sen sadece bana uy.
Camacho sesini çıkarmayıp Hunico'nun dediğine geldikten sonra kamera fabrikanın en tepesine, ardından dışarı çıkıyor.
New York'un hızlandırılmış bir şekilde tepeden görünüşünü izliyoruz ve bir beyzbol sahasında görüntü netleşiyor.
Luis Martinez: Çok iyiydin Pedro!
1. Bölüm Sonu
PEDRO MARTINEZ: A DRUG STORY
Global Wrestling Alliance
TM & © 2019
All Rights Reserved