[ame="https://www.youtube.com/watch?v=r4tV07u-1ac"]https://www.youtube.com/watch?v=r4tV07u-1ac[/ame]
İkinci bölümümüz Kolye yarın sizlerle.
Mart, 2002
New York, Amerika Birleşik Devletleri
New York'un en izbe köşesinde bulunan baron Gustavo Chica'nın fabrikasının önündeyiz. Hunico ve Camacho kendilerine tedarik etmeleri için verilen malları ceplerine dolduruyorlar. O sırada Camacho'nun içi uyuşturucu dolu naylon poşeti gömleğinin cebine koymak üzere olduğunu görüyor Hunico ve aniden onun kolunu tutup kulağına sinirle fısıldamaya başlıyor.
Hunico: Senin derdin ne aptal p*ç kurusu? Yarr*k gibi başıma bela oldun a**na koyayım. Şu koskocaman şehirde bir de senin gibi bir antenle uğraşmak zorundayım.
Camacho: Naptım a*k?
Hunico: Gömleğin cebine uyuşturucu mu koyulur gerizekalı o***pu çocuğu. Sigara paketi mi bu? Malı biz satıyoruz kafasını bu yaşıyor a**na koyayım.
Camacho: BAK BENİMLE ARTIK DÜZGÜN KONUŞMALISIN JORGE-
Hunico: Senin annenin a*ında sigara söndürürüm a*ına koyduğumun yıkık p*çi. Askerliği aynı yerde mi yaptık a*ın evladı? Bana bir daha dayılanırsan Meksika'ya döndüğümüzde senin bacını bu bisikletin önüne alıp s*kerim.
Camacho: Bak senin babanı s*kerim anan olurum oro*pu çocuğu!
Hunico: Sen ne diyorsun a*ına koyayım? Neyse taş*k geçmenin sırası değil şimdi. İş kovalamalıyız.
Camacho: Ondan önce Patron'un keyfimize bakmak için bize çıktığı avansı ezsek?
Hunico: Doğru diyorsun. Kerhane var mıdır burada?
Camacho: Neden olmasın? Bir bakalım ortalığa.
Hunico ve Camacho bir hışımla bisikletlerine biniyorlar ve New York'ta kerhane aramaya başlıyorlar. Bisikletleriyle ve değişik tipleriyle trafikte dikkat çeken ikili iki tane yaralının olduğu bir kazaya sebep olup oradan kaçıyorlar ve en sonunda bir Bar sokağına girip ışıltılı bir mekan buluyorlar. Onları iki tane izbandut gibi bodyguard karşılıyor kapıda.
Camacho: Selamun aleyküm biz karı s*kmeye geldik.
Hunico çaktırmadan karnına çok sert bir yumruk atıyor Camacho'nun. Camacho hunharca öksürürken Hunico bir sigara yakıp güvenliklere de ikram etmek istiyor ama güvenlikler kabul etmiyor.
Hunico: Merhaba birader. İçerisi canlı mı?
Bodyguard: Damsız almıyoruz.
Hunico: Anladım. Güzel bir uygulama. İpsiz sapsızlardan geçilmiyor bazı mekanlar. Neyse biz içeride keyfimize bakalım, hadi esé.
İçeri gireceklerken onları durduruyorlar.
Bodyguard: Damsız almıyoruz dedik.
Hunico: Ben de anladım dedim a*ına koyayım. Dam burda işte? Görmüyor musun? Tek girmiyorum. Hadi çekil kenara s*kmeyim belacığını.
Bodyguard: Hani nerde dam?
Hunico, parmaklarıyla Camacho'yu gösteriyor. Bodyguard acıyarak bakıyor ikiliye ve arkadaşına dönüp "alalım madem" deyip yoldan çekiliyor.
Hunico ve Camacho içeriye girer girmez ortamı kuruyorlar. Hunico'nun kırmızı elbiseli dekolteli bir kadına içki ısmarladığını ve muhabbete tutuştuğunu görüyoruz.
Hunico: Sabahattin Ali'nin romanlarındaki o gerçek hayattan fırlamış misali orijinal karakterlerini ve insanı kitabın içine hapseden o harika betimlemeleri favorimdir.
Kadın cevap vermeyince Hunico vodkayı sek vurup ağzını siliyor.
Hunico: Anal denedin mi hiç?
Kameralar bir süre GTA 5 misali New York'un tepesinde dolandıktan sonra Coney Island'daki Luna Park'a iniyor. Karşımıza Luis Martinez ile Pedro Martinez çıkıyor. Günün erken saatlerindeyiz, lunapark çok dolu değil.
Pedro Martinez: Buraya gelmemiz çok iyi oldu Luis, antreman öncesi biraz moral ve eğlence depolamak iyi geliyor.
Luis Martinez: Küçük kardeşleri gezdirmek gerekiyor.
İkisi birlikte gülerek ilerliyorlar ve dönme dolaba geçiyorlar. Dönme dolap yavaş yavaş dönerken ikili muhabbetlerine devam ediyor.
Pedro Martinez: Başardım abi, inanabiliyor musun? Artık New York Yankees için oynayacağım, saçma bir lise turnuvasında değilim artık. Tüm Amerika beni izleyecek, hala buna inanamıyorum.
Luis Martinez: Çok çalıştık Pedro, birbirimiz için çok çalıştık. Sen bu ülkenin yaşında en iyi oyuncularından birisi olmayı başaracak kadar çalıştın, sen kendine inanmayacaksın da kim inanacak? Annemiz ve babamız gittikten sonra, biz birbirimize güvendik. Başarıyoruz, inandığımız noktaya geliyoruz.
Pedro Martinez: Onları çok özlüyorum abi, onların bu halimi görmelerini çok isterdim. Onların düşündüğü gibi yaramaz bir serseri olmadığımı göstermek istiyordum. Kim bilir belki de yakında Amerika'yı temsil etmek için olimpiyatlarda olacağım.
Pedro abisinin omzuna başını koyarken Luis derin düşüncelere dalmış durumda doğmaya devam eden güneşe doğru bakıyor.
Luis Martinez: Güneş bizim için doğuyor Pedro.
İkili dönme dolaptan indikten sonra hızlı bir şekilde bindikleri Roller Coaster, Giant Discovery, Disko Coaster gibi aletlerden eğlenceli anlarını izliyoruz. İkisinin de çok mutlu olduğu, çok eğlendikleri her hallerinden anlaşılıyor. İkili sonunda kahkahalar atarak lunaparktan çıkarken kameralar onları gösteriyor.
Luis Martinez: Hadi seni antremana bırakayım.
Pedro bir süre abisine sarılıyor ve "iyi ki varsın" diye fısıldıyor. Ardından ikili arabaya binerken kameralar kesiliyor.
Pedro Martinez antrenman çıkışı ekipmanlarını çantasına koyup hırkasını giyiyor, o sırada beyzbol sahasındaki arkadaşlarından biri geliyor yanına.
Jonathan: Selam Pedro. Bugün vizyonda The Pianist adında çok güzel bir film varmış. Biz çocuklarla gideceğiz, sen de gelmek istiyor musun diye soracaktım.
Pedro Martinez: Gidin öyleyse. Benim yapacak önemli işlerim var.
Pedro çantasını alıyor sırtına ve hırkasının kapşonunu takıp yağmurun altında müzik dinleyerek yürümeye koyuluyor. Bir süre yürüdükten sonra kuş uçmayan bir ara sokağa girip çantasından naylon bir poşet çıkarıyor. O sırada beyaz atletli, bandanalı 25 yaşındaki birinin kadraja girdiğini görüyoruz.
Hunico: Çok hızlı uçma. Kafası pek güzel olmuyor. Yavaş yavaş esé..
Pedro poşeti yere atıp oradan uzaklaşmaya çalışıyor ama bu sefer önünü Camacho kesiyor.
Pedro Martinez: Ne istiyorsunuz a*ına koyduğumun p*çleri?
Hunico: Biz senden bir şey istemiyoruz. Ama senin istediğin şeyler bizde olabilir.
Hunico cebindeki malları çıkartıp Pedro'ya gösteriyor.
Hunico: Sanırım sporla uğraşıyorsun. Ve ben de öyle bir şey var ki, eğer sahada veya ringde bir deli dana misali yorulmak nedir bilmeyen bir o**pu çocuğu olmak istiyorsan doğru insanları buldun demektir. Camacho ağabeyinle bu şehirde yeni yeni iş yapmaya başlıyoruz. İsmini sana veremeyeceğim kadar önemli bir baronun tedarikçiliğini yapıyoruz. Ama sana onun yar*ak kürek malından çok daha değerli bir şey verebilirim. Tamamen kendi üretimimiz.
Pedro Martinez: Sizi bir daha nerede bulabilirim? Şu an üstümde çok para yok.
Camacho: Biz sana tanrının gönderdiği birer kurtarıcılarız. O yüzden bizi tekrar bulabileceğini çok düşünmesen iyi edersin cabron. Üstünde ne varsa çık, biz bu işi sevabına yapıyoruz.
Hunico ters ters bakıyor Camacho'ya. O sırada Pedro'nun cebinden 50 dolar çıkardığını ve Hunico'ya verdiğini görüyoruz. Hunico elindeki naylon poşeti Pedro'ya verip sırtını sıvazlıyor.
Hunico: Unutma oğlum, yavaş yavaş. Bu hayatı asla hızlı yaşama.
Pedro pek takmıyor onu ve poşeti çantasının en altına, üstünde antrenman ekipmanları ile görünmeyecek şekilde yerleştirip eve doğru gidiyor.
Kameralar Pedro Martinez'in odasında açılıyor. Odada Babe Ruth, Jackie Robinson, Yogi Berra gibi efsanevi beyzbolcuların posterleri var. Pedro Martinez çantasını karıştırıp içinden Hunico ve Camacho'dan aldığı uyuşturucuyu çıkartıyor. Ardından masasındaki her şeyi dağıtıp masasına koyuyor uyuşturucuyu. Heyecandan eli ayağı titrerken ilk fırtını alıyor. Kendine gelmesi birkaç dakika alıyor ama ardından hızlı hızlı uyuşturucuyu içerek bitiriyor.
Kameralar birkaç dakika mutfakta yemek hazırlayan Luis Martinez'i gösterdikten sonra bir daha Pedro'nun odasına dönüyor. Pedro yatağına uzanmış şekilde ancak titremeler yaşıyor, yatağı sallayacak derecede titriyor Pedro. Bir süre sonra da ağzından köpükler çıkmaya başlıyor. Hiç kimse tarafından duyulamayacak kadar kısık sesle bir şeyler söylüyor.
Pedro Martinez: Abi.. Luis.. Anne..
Pedro iyice kendini kaybederken kapı tık tıklanıyor. Luis ona bağırıyor dışarıdan ancak Pedro bilincini kaybetmiş durumda, titremesi de yavaş yavaş kesiliyor. Luis kapıyı anahtarla açıyor ve Pedro'yu yatağında titreyerek ağzından köpükler saçarken buluyor. Hemen yatağa koşuyor, ağzını bir peçeteyle siliyor ancak Pedro'nun titremesi de sona eriyor. Luis Martinez kardeşinin nabzına bakıyor bir yandan ve atmadığını fark ediyor. Luis Martinez ağlayarak "Pedro" diye bağırırken kameralarımız kesiliyor.
Pedro'nun Ölümünden 3 Gün Sonra
Pedro'nun cenaze töreninin gerçekleşeceği yerdeyiz. Ama cenaze törenine katılan sadece Pedro'nun yakınları değil. Camacho telaşla içeriyi izlerken Hunico sigarasını yakmış bir şekilde rahat tavırlar sergiliyor.
Camacho: Patron, ne yapacağız?
Hunico: Ananın a*ını yapacağız Camacho. Ne yapabiliriz sence? Her şey bu salak çocuğun suçu. Ona hızlı üfleme demiştim, beni dinlememiş olmalı.
Sigarasından iki fırt alıp üflüyor.
Hunico: Böyle bir şey ilk kez mi başımıza geliyor? Dün malı kendi elimle verdiğim halde bugün cenazesine gittiğim tek bu p*ç mi sence? Pachuca'da ne yapıyorsak onu yapacağız. Görmedik, duymadık, bilmiyoruz. Bu cenaze töreninin sebebi biz değiliz. Diğerleri her ne kadar anlamak istemese de eğer içinde vicdan diye tabir ettikleri şeyden biraz varsa onu rahatlatmak için bunu diyebilirsin kendine sürekli.
Camacho: Sen ne yapacaksın esé?
Hunico: Eğer rahatlatabileceğim bir vicdanım olsaydı sana dediğimi yapardım, ama onu kaybedeli çok oldu.
Camacho: Çocuk beyzbol ile uğraşıyormuş. Çokta başarılıymış. Bir ağabeyi varmış tek bildiğim o. Ona verdiğimiz malı çok fena şekilde yüklemiş kendine.
Hunico: Ciddi manada bu velet için tüm bunları araştırdın mı? Onu kaybetmek seni derinden yaralamış olmalı ha sulugöz oro**u çocuğu?
Camacho: Abi biliyorsun seni neredeyse 10 yıldır tanıyorum ve beni sokakta açlıktan ölmek üzereyken bulduğun o gün hala aklımdan çıkmıyor. Ama bu soruyu sormazsam illa ki alakasız bir yerde sorarım biliyorsun çünkü aklıma çok takıldı. Vicdanından bahsettin, onu kaybettiğinden. Neden? Nasıl kaybettin?
Hunico sigarasından son fırtı alıp yere atıp ayağıyla üstüne basıyor ve uzaklara bakmayı bırakıp Camacho'ya dönüyor.
Hunico: Kaybetmedim, onunla hiçbir zaman doğmadım. İşte bu yüzden tam olarak ölmesine sebep olduğum birinin cenazesini izlemek zoruma gitmiyor. Çok konuşuyorsun cabron, ve emin ol böyle olduğunda hiç çekilmiyorsun. Gitmeliyiz, bizi burada görürlerse hoş olmaz.
Hunico ve Camacho bisikletlerine atlayıp cenaze töreninin bulunduğu alandan uzaklaşırken Martinez bir sigara içmek için dışarı çıkıyor. Sigarasını paketinden çıkarıyor ve gözleri dolmuş şekilde uzaklara doğru bakarak yakıyor. Kardeşini böyle kötü bir şekilde kaybetmek, onun geri gelmeyecek olduğu gerçeği onu mahvetmişti ve bu düşünceler aklında dalgalandıkça sigaranın dumanını her üflediğinde iyice bittiğini hissediyordu. Yalnız kalmak ona iyi gelmemişti. Sigarasını söndürüp içeri geçecekti ki, yerde gördüğü bir kolye dikkatini çekti.
2. Bölüm Sonu
PEDRO MARTINEZ: A DRUG STORY
Global Wrestling Alliance
TM & © 2019
All Rights Reserved