RPG: İdam

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ensiferum

Днепропетровск
Katılım
4 Tem 2013
Konular
631
Mesajlar
12,906
Tepkime puanı
1,083
Puanları
1,535
Bray Wyatt
Bray Wyatt
Bray Wyatt'la Samuel Shaw mezbahadalar. Wyatt kasap önlüğüyle volta atıyor.

5d54606d0875519ba2109c62a7a726d4.jpg


Hata yaptığımızda kabul edebilecek kadar adamız. Bu, aramıza aldığımız bir yoldaş hakkında olsa dahi. Kabul ediyoruz: Damian Priest hakkındaki işaretleri okurken yanıldık. Samuel'in gölgesinde Tag Team unvanı kaldırabilmiş olması, onu Vaadedilen Oğul yapmaz! Daha farklı, daha başka şeyler beklerken kendi yansımasından korkan bir adamla karşı karşıya kaldık. Onun, geçmişte yaşadığı savaşlardan veya kardeşiyle ilgili hatıralardan tamamıyla sıyrılabileceğine, bir hasatçı olabileceğine belki de inanmak istedik. Damien'e "buraya bak" diyemem zira artık herhangi bir şeye bakabilecek halde değil.. ama bizim Priest'i sattığımızı düşünenlerin buraya bakmasını isteyebilirim. Gördüğünüz bu adam Christy Hemme'i, annesini ve evini basmaya gelen sarışın sıçan yavrusunu toprağa gömdü. Çünkü böyle Postmortem olunur, geçmişe, sevinciyle üzüntüsüyle veda etmekle olunur. İçimde öfkeden başka bir şey yok, tutmuş olduğum altın hiç bir şeyi hafifletmiyor zira her şeyi geride bırakabiliriz: Mağlubiyetler, zaferler, başarılar veya bozgunlar. Ama tek bir şeyi geride bırakmak o kadar güç ki.. o da aptal yerine konulmak. Damian, bizi aptal yerine koydun oğlum. Bize yalan söyledin. Sözlerinle, seni gerçekten test etmemize engel olmasaydın gerçekten bizim kalibremizde olup olmadığını görecektik. Samuel'le beni senden ayıran şey, biz zor yoldan öğrendik. Sen Meksikalı torbacıların hayal ürünü safsatalarıyla uğraşırken biz şu an verdiğimiz mücadelenin aynısını vermeye devam ediyorduk. Devam ediyor gibi görünsen de biz senin çok önceden aramızdan kaçmanın yollarını aradığını biliyorduk. Peki neden Damien? Brodie Lee'den çok mu korkuyorsun? Öz kızıyla birlikte olan ayyaş bir tırcıdan mı çekiniyorsun? Evlat, biz Dalton Castle ve Brodie Lee gibi adamları kahvaltı niyetine yeriz. Pasifik'te olanları gördün, Shaw seni sırtında taşıyarak unvanları geri alma noktasına kadar götürdü. Ben gelmeseydim tuşu ve unvanları da bulacaktın, sence buna neden izin vermedim? Çünkü şunu net bir şekilde biliyordum: Sen Mortem'in kangreniydin. Seni Pasifik'te kesip atmasaydık, aylarca sırtımızda taşımak zorunda kalacaktık. Şimdi işler değişti. Artık daha farklı bir mantaliteyle hareket edeceğiz: Merhamet yok.
 

Mr.Antonio Cesaro

4 Roots 1 Tree
Katılım
12 Ağu 2012
Konular
976
Mesajlar
26,591
Tepkime puanı
1,099
Puanları
1,790
Joe Gacy
Ekranda bulanık bulanık eski görüntüler gözükürken Samuel Shaw konuşmaya başlıyor.

kPW5r5.png


Postmortem'de zayıf halkaya yer yoktur. Priest tam anlamıyla isteneni veremedi. Geldiği günde coşkuyla karşılandı. Onu bizden biri olarak kabul ettik. Zaman geçtikçe zayıf olduğunu anladık. Kafasında tek bir isim vardı: Brodie Lee. Hırsı onu güçsüz kıldı. Takımlar şampiyonu olurken rekortmenlerin iç savaşından yararlanmıştık. Hiçbir zaman bizi bir adım ileriye taşıyamadı. Herkesin bir düşmanı vardır. Kimileri geçmişindeki kendisi ile savaş verir ve gerçek savaşı unutur. Yıllar önce Christy Hemme adında bir kadın vardı. Çoğunuz o kızıl saçları hatırlıyordur. O, her erkeğin hayallerindeki kadın. Onu arzulayan herkes için elde edilebilir biriydi. Zamanımı boşa harcadım, kabul ediyorum. Onu ve onunla aynı zamanda yaşanan her şeyi geride bırakmayı başardım. Biz böyle adamlarız. Onlar topraklarımın altında gömülüyken burada çok daha fazlasını elde ettim. Wyatt ile birlik olduğumuzda istediğimiz her şeye ulaşabileceğimizi biliyorduk. Ne Christy ne de onun koruyucusu bana bunları veremezdi. Rüyadan uyanmak ve gerçekleri görmek, Priest. Yaşadığın hayattan bağlantını koparmamalıydın. Haftanın her günü yalnızca Brodie denen tırcı hakkında konuşuyordun. Husky Harris'i, Christy Hemme'yi bu diyardan silip attık. Bizi güçlü yapan şey bu. Korkumuz yok, çekincelerimiz yok. Zayıf olanı attık ve çok daha acımasızca geliyoruz. Yegane amacımız gittiğimiz yere kıyameti getirmek.​
 

Ensiferum

Днепропетровск
Katılım
4 Tem 2013
Konular
631
Mesajlar
12,906
Tepkime puanı
1,083
Puanları
1,535
Bray Wyatt
Bray Wyatt
866d23c5d91e8832b4ca9064c3279d83.jpg


Hayatta basit bir kural var: Eğer avcı olmak istiyorsan derinden soyunmayı bilmen gerekir. Dünyanın her yerinde benzer kişileri bulabilirsin Damien. "Geçmişi unutamıyorum", "Hayatımdaki değişikliklere katlanamıyorum", "Bana eskiyi verin". Zayıf iradeli insanlar her yerde ve biz sana elimizi uzatırken sadece sırt sırta savaşmayı değil seni bu güruhun içinden kurtarabilmeyi de amaçlıyorduk. Gerçekten bunu yapabilirsen Damien, derini değiştirebilirsin. Ve neden.. insan geleceğini yargılama imkanı varken neden geçmişine hesap verir? Bugünü ve yarını bir savaş alanına çevirmek varken kendinizi geçmişin melankolik ve yumuşak kollarına bırakmanız sizi av yapar. Ve Samuel'le ben, bu ormana başından beri avlanmak için girdik. İnsanlar bize hain diyecek, Damien'ı sırtından bıçakladığımızı söyleyecekler ama gerçek şu ki doğa her zaman seçilim çağırır ve Postmortem sadece Doğa Ana'ya biat eder. (Wyatt sırıtıyor.) Özellikle içimizde gelecek muharebeler için kılıcını bileylemek yerine geçmişin tozu içinde boğulup giden zayıf bir adam barındırıyorsak. İnsanlar bana "Husky Harris" diye bağırıyordu Damien, bunu biliyor muydun? Evet, nam-ı değer Windham Rotunda. Ve dikkat ettiysen, onları PPV'lerde nasıl ezip geçeceğimi bildikleri için bana kin besleyen bütün hasımlarım sözlerine "Husky" veya "Windham" diye başlıyor. Çünkü onlar bilmiyor Damien. IRS olarak bildiğin soytarı, Windham adında bir çocuğun doğumuna tanıklık ederken, aynı anda Lafayette'te Bray Wyatt babasının karides botunda ağ sarıyordu. Windham doğup büyür ve varlık içinde yaşarken, Bray Wyatt ablasını toprağa veriyordu. Bütün bu olayların son aşamasında ne oldu peki Damien? Derimi nasıl değiştirdim? Husky Harris nerede? Cevap basit: Onun bana ihtiyacı vardı, benim ise içine girecek bir kaba. Onu öldürdüm zira Bray Wyatt'ın Windham Rotunda'ya ihtiyacı vardı. Ama sen Damien, sen hiç bir zaman tam anlamıyla Punishment Martinez'i öldüremedin. Ah, evet, şu küçük ödül töreninde büyük bir cesaret gösterisinde bulundun ama onu tamamıyla katledebilmiş ve kanını ellerinde hissedebilmiş olsaydın eğer, Brodie Lee kadar zayıf bir figürün kafanın içine girmesine izin vermezdin. Brodie Lee bir hiç Damien. Bu dünyada çok daha büyük savaşlar dönüyor ve biz, tarafların kim olduğunu ve gerçekten ne istediklerini bilen yegane kişileriz. Eğer Postmortem ilerleyişinde Brodie Lee'ye takılacaksa, asıl savaşı verecek kudreti hiç bir zaman içimizde bulamayız. Ben seni korudum, geç gelecek utanç ve yıkımla aranıza kalkan oldum. Bana bir teşekkür borçlusun. Ve bir gün uyanıp sana tüm yaptıklarımızı hatırlarsan Damien, o zaman beni bir baba gibi sevmeyi öğreneceksin. (Wyatt kahkaha atıyor.) Aşk, sanat, yaşam.. İşte sinema bundan ibaret Damien.

Wyatt hışımla bir ete girişiyor kasap bıçağıyla, Shaw tekrar söze giriyor.
 

Mr.Antonio Cesaro

4 Roots 1 Tree
Katılım
12 Ağu 2012
Konular
976
Mesajlar
26,591
Tepkime puanı
1,099
Puanları
1,790
Joe Gacy
a07vIS.jpg


Postmortem nedir, Priest? Bu yola çıkarken konuştuğumuz şeyleri hatırla. Kurallara bağlı kalacağına dair verdiğin sözleri. Wyatt ve ben kurallara göre hareket ettik. Sen ne yaptın? Kuralımızı bozdun. Tıpkı bir dişinin şehvet uğruna yolundan saptığı gibi kendini Brodie Lee'ye adadın. Bu savaşta kaybeden Postmortem olmadı. Aramızdaki zayıfı yok ettik ve artık çok daha iyiyiz. Geçmiş hepimiz için bir hayalden ibaret. Bir hikayeyi her seferinde farklı şekilde anlatabiliriz. Gerçeklik bizim ellerimizde. Hayatına devam edebilecek durumda olsaydın bile sana yaşattıklarımızdan sonra aklında tek bir soru olacaktı: Bu onursuzlukla nasıl yaşamaya devam edebilirim? Bir gece ailen ile sırtınıza bir silah dayayıp intiharı düşünebilirdin. İşte sanatın can alıcı noktası. İnsanlar filmi bu kısmı için izliyor. Sonunda kahramanımızın kaybedeceğini bile bile umutsuzca sonu bekliyor. Kaybetmek nedir bilirim Priest. Sadece verdiğimiz tepkiler farklıydı. Bedenin umutsuzca savaşa giriyor ve kendiliğinden pes ediyor. Sen bizim başrol oyuncumuzdun, Priest. Bir başrol için istediğimiz her şeyi bize verdin. Filme girişin muazzamdı. İnsanlar seni yüce bir varlık gibi karşıladı, çok şey beklediler. İkinci kısımda yükselişe geçtin ve kemerleri kazandın. Filmin ortalarında başrol oyuncumuzun düşmanı belirdi: Brodie Lee. Psikoloji kısmı burada devreye girdi. Senin zayıf psikolojin insanları düşündürmeye başladı. "Priest psikolojik olarak iyi durumda mı?" ve "Başrol kaybeder mi?" herkes bu soruları sordu. Finale doğru umutsuzluk filmine hakim oldu ve kaybettin. Finalde ise bize gerçek bir sinemayı bizlere sundun. Bundan sonraki yaşamında sana mutluluklar diliyorum. (Samuel Shaw'ın yüzünde sapık bir gülümseme beliriyor.) Bizi asla unutma, kardeşim.

Wyatt-Samuel Shaw aynı kareye giriyor ve yüzlerindeki ifade ile kamera kapanıyor.​
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst