RPG: Jason Jordan İle Liv Morgan Yüzleşmesi

Constable Jason Jordan'nın müziği duyulur ve Jason Jordan ringe girişini yapıyor

[ame]https://youtu.be/tuKkbZAS11o[/ame]




CHEER

Seyircilere tauntunu yapıyor ve ringe girişini yapıyor, ardından mikrofonunu alıp konuşmasına başlayacak




Jason Jordan:Selamlar Grönland halkı!!

CHEER

Jason Jordan:Öncelikle buraya bir kaç konu hakkında konuşmaya geldim, öncelikle 2 Mayıs ta Victory Road gösterisi olacak, herkesin birbirine delicesine vuruşacağı bir şov olacak, kendini gerçekten erkek ya da kadın hissedenlerin delicesine vuracağı bir maç olacak.

Öncelikle her şeyi burada düzene sokmuş durumdayım, şirkette artık benden habersiz kuş dahil uçmuyor.

Wyatt denilen adam haricinde, Wyatt denilen adam hala karşıma cikabilmis değil, Liv Morgan'ı ise bir türlü kimse bulamıyor, geçen hafta silület gibi ortadan kayboldu. Wyatt denilen adam bir türlü karşıma çıkamıyor, benden korkusu olabilir, çünkü kimse normalinde bana ses çıkaramadığı için malum Wyatt denilen adam da karşıma çıkmaya sanırım korkar oldu.

Birde o yetmiyormuş gibi Cody denilen s****** benim hakkımda ileri geri konuşmuş ve demiş ki "Jordan fahişelerine torpil yapıyor" diye, ulan üçkağıtçı herif, Hornswoogle bile senden daha iyi güreşçi, sen bir halta yaramayan insansın.
Babannem bile senden daha yeteneklidir.

Morgan sana sesleniyorum, ya benim karşıma cıkars..........

Ve birden titantron ekranı bozuluyor, arenanın etrafını cızırtılı seslerle yankılanıyor, Jordan ve seyirci panik ve tedirgin bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyor



Ve arenanın ışıkları bir anda kapanıyor

Sadece titantron ekranının ışığı açılıyor ve bir kız çocuğu beliriyor ve ne dediği anlaşılmayan bir dilde konuşmaya başlıyor

[ame]https://youtu.be/EKjYnJ6s9GQ[/ame]

Ardından tekrar titantron ekranı kapanıyor ve yine ringin her yeri kapkaranlık, Jordan çok tedirgin bir şekilde ne olduğuna hiç anlam veremiyor

Tekrar Titantron ekranı açılıyor ve ekranda bir şey beliriyor; bu da ne, ekranda Liv Morgan görünüyor

Küçük bir kızın kahkahası arenada yankılanırken sesin kesilmesiyle ışıklar yeniden geliyor. Liv Morgan'ı bağdaş kurmuş bir şekilde yerde otururken görüyoruz. Jordan'a gülümseyerek bakıyor ve el sallıyor.

Liv Morgan : Merhaba Jason arka alanda oturmuş seni izliyordum ve kulağıma bir ses fısıldadı. 'Neden oraya gitmiyorsun Liv?' O yumuşak sesin kalbimde bıraktığı etkiyi anlatmak güç. Buraya gelmemi söyledi. Oldukça ikna edici konuştuğunu itiraf etmeliyim ve işte kendimi burada buldum. Bana verdiğin kemer şansını pek iyi değerlendiremediğimin farkındayım. Çok üzgünüm Jason. Fakat Victory Road gecesi kemerin yeni sahibi olacağımdan kuşkun olmasın.

Liv susuyor. Olduğu yerde hafif hafif sallanmaya ve mırıldanmaya başlıyor. Daha sonra konuşmasına devam ediyor.

Liv Morgan : Şarkıları siz de duyuyor musunuz? Ne büyüleyici ama… Seni alıp uzak diyarlara götürüyor. Otları okşayan rüzgarın hafif uğultusu, birbirine çarpmamak için çabalayan yaprakların havada süzülüşü, yüzüne çarpan güneş ışığı... Tüm bunları zihnime kazıyan müziği seviyorum. Tüm bunları anımsatan o ezgiyi seviyorum. Tıpkı ruhu sevdiğim gibi. Şimdi ben zihnimde onun sesini duyuyorum. Kalbim benim bedenimde atmıyor. Tüm vücudumun kanı boşaltılmış gibi.. Bedenimin karıncalandığını ve başka bir gücün beni ele geçirdiğini hissediyorum. Zihnim bulanık. Görüntüler birer rüya gibi gelip geçiyor. Hatırlayamıyorum… Hafızam dibi gözükmeyen bir kuyu gibi karanlık, zifiri karanlık. Karanlığı herkes sevmez öyle değil mi? Fakat o seviyor, Liv seviyor, biz seviyoruz.



Morgan zorlukla nefes alırken başını eğiyor. Birkaç saniye sonra yüzünde korkutucu bir ifadeyle başını kaldırıyor ve yavaşça ayaklanıyor.

Liv Morgan : Roller değişti. Zavallı, aciz Liv Morgan ruhu kontrol etmiyor, ruh onu kontrol ediyor. Bir gün bu dünyaya katlanamayacağım diye düşündüm. İşte o zaman derinlerden bir yerden bir ses geldi. 'O zaman sen de kendi dünyanı yarat.' Görmüş olduğunuz dünyanın yıkılışı ve yenisinin yaratılması. İşte bu benim eserim. Abigail'ın sadece prangaları kırması gerekiyordu. (Gözlerini kapatır.) Hissediyor musunuz? Sizde hissediyor musunuz? Çalınan şarkıları duyuyor musunuz? Bu bir kutlama. Bu Abigail'ın özgür olmasının kutlaması, bu yaratacağı evrenin kutlaması. (Gözlerini açar.) Bu Cody'nin atacağı acı dolu çığlıkların kutlaması. (Başını yan yatırmış bir şekilde Jason'a bakarken devam ediyor.) Sence ben delirdim mi Jordan? Böyle düşünüyorsun değil mi? O kirli düşüncelerle kaplı zihninden geçen şeyler ağzından döküldüğünde ne demiştin? Psikolojik sorunlarımın olduğunu dile getirdiğini biliyorum, ruh bunu bana fısıldadı. Önce oraya gelip kalbini sökmek istedim. Fakat çaresiz bir et yığınının yapacağı bu fikirden kurtulmam saniyelerimi aldı. Seni affediyoruz Jordan. Çünkü böyle olmasını istedi, istedim, istiyoruz. Çünkü sen bana bir kurban verdin. Arındıracağım ve yeniden inşa edeceğim bu dünya yolunda bana bir kurban sundun. Bu hediyene karşılık, Cody'e karşılık seni affediyorum. (Liv kahkaha atıyor.) Duyduğun korkunun kokusunu alabiliyorum. Göğsünü parçalayacak gibi atan kalbinin sesini duyuyorum. Gecenin dondurucu ayazında kapanan, gündüzün ilikleri ısıtan sıcaklığında açan bir çiçek gibi nihayet özgürlüğüne kavuşabileceksin. İnan bana Jason, bize inan. O özgürlüğe kavuşmak tırmanılamaz dağın zirvesine varmak gibi. Tüm her şeyden arındırılmış, etrafını saran beyaz karların saflığı içinde bulunmak. O sizlere bunu teklif ediyor. Duyuyorsun değil mi Jason? Herkesi çağırdığı gibi seni de kurtulman için davet ediyor. Sen ise burayı kendi oyun parkına çeviriyorsun. O bunları istemiyor. O teslimiyet istiyor. Bedenini ona teslim et Jordan işte o zaman huzura eriştiğine tanık olacaksın. İşte o zaman bedenin nihayet lanetinden kurtulacak. Ama Cody... Onun için çok geç. Bunca zaman bir film izler gibi hayatı izledin Cody. Ölüm hep başkalarının kapısını çaldı. Acı hep başkalarına bulaştı. Uzak kalıp geriden baktığın tüm bunları sana yaşatacağım. Victory Road gecesi mavi göğü gri bulutların gizlediğine, ay ışığının yeryüzüne ulaşamadığına, denizlerin hırçınlaştığına ve burada acı dolu haykırışlarla, ölmek için yalvaran bir adama tanık olacaksınız. Sen bağışlanmayacaksın Cody. Sen kurtulamazsın. Sen sonsuz acıya hapsedildin. Söylesene bana niçin yüreğinde korku besliyorsun? Bugünün geleceğini biliyordun. Bugünün geleceğini ikimiz de biliyorduk. Yenen başı yıllarca dik dolaşacak, ötekini boyunduruk altında tutacak; gözyaşlarına, yakınmalara aldırmayacak. Cehenneme hapsedileceksin. Her çıkmak için yalvardığında bedeninin daha derin ıstıraplara battığını göreceksin. Tabii hala görebileceğin gözlerin kalmış olursa. Haydi daha büyük acılara doğru inelim! Victory Road gecesini bekleyin…

Işıklar gidiyor. Tekrar geldiğinde ringde bulunan tüm eşyalar dağıtılmış durumda, Liv Morgan ise ortalıkta yok. Kameralar bu görüntüler ile kapanıyor. ​