Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
RPG: M. V. P (Mazinde Var Paryalık)
WYATT!
Işıklar sönüyor..
Bray Wyatt lambasıyla girişte görünüyor. Ağır adımlarla ringe ilerledikten sonra içeri girip lambaya üfleyerek ışıkları geri getiriyor ve seyirciye bakarak sallanan sandalyesine kuruluyor.
Her şeyin başlangıcında, tuvalde üç veya dört renk varmış. Ressam, işini yaparken bu renkleri kategorize etmiş. Beyaz, her şeyin en safı, en temizi ve hatalarıyla kusurları en çok belli olanıymış. Beyazın üzerinde en ufak leke göründüğünde, bunu gizleyebilmek imkansızmış. İşte bu yüzden, geçmişten bugüne beyaz renk hiç bir zaman kusurunu başka şeylerin arkasına saklayamaz. Üzerine bulaşan leke, her ışıkta ayan beyan ortadadır. Ancak tuvalde bir başka renk vardır ki.... beyazın taban tabana zıttır. Hem ton olarak, hem de leke saklayabilme becerisi olarak. Siyah.... Siyah, yaratıcı bir renk değildir dostlarım. Siyah renk, kirliliği, hastalığı ve kıtlığı temsil eder. Yeryüzünde vuku bulan tüm uğursuzlukların yegane sebebi siyahta yatar. Siyah, üzerindeki lekeleri de gizler. Sadece ve sadece siyah olduğu için. Nasıl ki beyaz, üzerine bulaşan her lekede bunu taşımakla yükümlüyse, siyah, sadece siyah olduğu için bütün lekelerden ari olduğu kabul edilir. Vakti zamanında, bundan çok daha eski çağlarda, ben her zamanki gibi yeşil bir tepenin üstünden her şeyi görür ve izlerken... siyahla beyaz arasındaki dengeler biraz farklıydı. (Wyatt sakalını ovuşturuyor.) Öyle ki, hastalığın ve vebanın rengi olan siyah, temizliğin ve saflığın rengi olan beyaz karşısında diz çökerdi. İş ki hiç bir ressam, siyah rengi, beyaz rengin üzerine boyayamazdı. Günümüz muttesebatında, bu husus bir utanç kaynağı olarak tasvir ediliyor. Ben ise... öyle düşünmüyorum. (Wyatt gülümsüyor.) Bana sorulursa, geçmişte kontrastlar arası yakalanmış denge, altın dengeydi. Her şey olması gerektiği şekilde ilerliyordu. O dönem yaşanan olayları utanç türküleriyle anan güruh, şimdilerde yaptıkları bütün yağma ve talanlara gerekçe olarak o dönemleri göstermeyi alışkanlık edinmiş vaziyette. Utanç, biraderlerim ve bacılarım. Utanç duygusu, bu türün derisinin altına geçmiyor. İşledikleri hiç bir fiilden, dile getirdikleri hiç bir düşünceden mesuliyet taşımadıkları düşüncesi içerisinde ne isterlerse onu yapıyorlar. Çünkü denge bozuldu. Çünkü, insanlar, doğanın kendiliğinden meydana getirdiği renk dengesini beşeri yasalarla bozdular. Peki nelerdi bunlar? Özgürlük hakkı! (Wyatt sırıtıyor.) Özgürlük dediğimiz kavram, tarih içerisinde değişim göstermiş bir oyun hamuru. Eğilip büküldüğü sürece içerisine her türlü kalıp yerleştirilebiliyor. Özellikle ifade özgürlüğü.... Yeryüzünün en büyük masallarından birisi. İfade özgürlüğü dediğiniz şey kimseye lütfedilmez, yumruğu vurup kendin alırsın! Ancak günümüzde, bütün özgürlükler bazı güruhlara peşkeş çekiliyor. Saf beyaz renkten olan, işlediği suçların bedelini ödemeye devam ederken, kara olanlar ise kimseye ve hiç bir şeye cevap verme sorumluluğunda değil. Neden, biraderlerim ve bacılarım? Neden? Geçmişte haklı sebeplere dayanarak işlenmiş sair fiiller, bugünün özgürlüklerini zümrelere peşkeş çekmeyi meşru mu kılar? Ressamın suçu ne, temiz ve ari olan rengi, kara ve hastalıklı olan renkten üste koymak mı? (Wyatt başını iki yana sallanarak sandalyesinde sallanıyor.) Doğanın dengesini bozduk biraderlerim. Geçmişte yaşanan olaylar, evrenin ve doğanın bize emrettikleriydi! Gerçek ve doğru öğretiler onlardı. İnanmayın mazinin utanç ve keder duygusu taşıdığını çığıran soytarılara! Gereken şey neyse, o oldu. Zinciri tutanın zinciri tutması gerektiği için, zincirlenen ise zinciri olmadan bu yerkürede barınamayacağı için boyunduruk altına alındı. Bundan neden utanalım? Sizlere soruyorum kardeşlerim, mazimizden utanç duymamız gerektiğini söyleyenlerin günümüzde yaptıklarına bakın. Barbarlık ve vandalizm, altında yatan tek meşru sebep ise vakti zamanında çekmiş oldukları çileler. Bray Wyatt, bu masala bir son yazmaya kararlı. Sürdürülen bu propagandaya, öne sürülen bu savlara karşı verilmesi gereken cevap bellidir: Vandal ırktan bir kelle almak! Eğer örnek teşkil edecek bir cezayı keserseniz, ayrıcalıklı olan o zümrenin tüm üyelerine bir mesaj göndermiş olursunuz. İşte yapmaya niyetlendiğim şey bu: Öyle bir hikaye yazacağım ki, geçmişin altın dengesine ilişkin masallar yazan herkese en net cevap olacak. İşte, Victory Road'ta gerçekleşen mesele de bunun bir tezahürü...
Wyatt sandalyesinden kalkıyor, seyirciye bakıyor.
Bu ülkeyi temsil ettiğine inanmamızı isteyen bir delikanlı var. Bu saygısız gence, Victory Road'ta iyi bir ders verdim. Uzun süredir, GWA çatısı altında ülkenizi temsil eden altını belinde tutarak kendisine bir ayrıcalık bekliyor. Bu durumu sizler yarattınız biraderlerim ve bacılarım. Onlara gereğinden fazla özgürlük verdiniz, şimdi, sadece ve sadece o hastalık rengine sahip oldukları için kayrılmayı bekliyorlar. Özel olduklarını düşünüyorlar... Neden? Çünkü Dünya'nızda hayatı etkileyen her türlü fiil ve yeniliğin altında beyaz rengin imzası var. Bu, onları çıldırtıyor. Bu, onların aşağılık komplesklerinin en büyük sebebi. İmkanlar onların eline altın tepside sunulmayınca garipsiyorlar, çünkü onları böyle alıştırdınız. Doğanın kurduğu dengeye tecavüz ederek, siyah ve hastalıklı rengin, beyaz ve temiz renkle eşit ve hatta ondan daha üstün olduğuna bu zavallıları inandırdınız! Ama bu doğru değil biraderlerim ve bacılarım. Ben, sizlerden yüzyıllar önce bu yerkürede kol geziyordum, siz bütün geçmişiniz ve hayalerinizle toprağın altını boyladıktan sonra da burada olacağım. Ve bütün bu süre içerisinde bütün hikayeleri duydum, bütün olayları gördüm, ihtilalleri izledim, savaşlara katıldım, çağlar devirdim. Ve insanlığın en büyük hatasının, prangayı hak eden ırkın boynundan prangaları almak olduğunu gördüm! Bildiğiniz üzere, Bray amcanız GWA çatısı altında ideallerine uygun bir dünya kurmak istiyor. Ben diyorum ki, bütün dünya yanmalı. Yanmalı ki, yıkıntıların ve molozların arasından, ideale yakın ve daha doğru bir dünya doğabilsin. GWA'i cayır cayır yakacağım ki yeniden doğsun: Bray Wyatt'ın öngörüleri doğrultusunda... (Wyatt yuhalanıyor.) MVP üzerinden, beyazın siyaha olan üstünlüğünü bir kez daha kanıtlayacağım. Tıpkı asırlar önce kanıtlandığı gibi. Bu saygısız genç, beni alaşağı etmek suretiyle günümüzün yanlış öğretilerini ispatlamak isteyecektir. Ancak bütün beyaz biraderlerime ve bacılarıma söz veriyorum; Sizleri yüz üstü bırakmayacağım. (Beyaz siyah demeden tüm arena yuhalarken Wyatt gülüyor.) Bizler, Royal Rumble'a giderken adeta geçmişe bir yolculuk yapacağız. Derebeylerinin fatin olduğu, eski usul kuralların hüküm sürdüğü, altın dengede üstün olarak nitelenmiş olan rengin tekrardan hak ettiği pozisyona ulaştığı bir tarih yazmanın arifesindeyiz! Sizlere sorum, benimle misiniz? (Wyatt yuhalanıyor.) Güneyin kalbinden çıkıp gelen hançer, siyah ayrıcalığı adı altında tüm cihana pompalanan bu propagandanın tam kalbine indiğinde hepsi kaçacak yer arayacak. Bir müzik türü eşliğinde genç nesilleri uyuşturucuya alıştıran, suçu öven ve gelecek nesilleri yetiştiren hanımlarımızı yatakta kancık bir köpek gibi becermeyi normal hale getiren bu kirli ırka gerekli dersi vereceğim. Ben Bray Wyatt'ım... ve ben diyorum ki: GWA'deki karanlığa ışık olacağım. Siyahı beyaza boyayacağım. Üstün ırkın galibiyetini, bir kez daha perçinleyeceğim. Ve benim vizyonum altındaki Amerika, Montel'in zavallı tasvirinin aksine, bir kez daha güçlünün haklı olduğu bir yer halini alacak. Follow... the buzzards.
Wyatt kolarını açarken Live in Fear arenada yankılanıyor. Wyatt muazzam bir yuhalama alırken keyifle sırıtıyor. Kameralar kapanıyor.