RPG: That's the Cinema! That's the Film!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ensiferum

Днепропетровск
Katılım
4 Tem 2013
Konular
631
Mesajlar
12,906
Tepkime puanı
1,083
Puanları
1,535
Bray Wyatt
Bray Wyatt
[ame]https://www.youtube.com/watch?v=L9aJoqwBkKs[/ame]

Işıklar sönüyor.

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=Wz97WFKxxR0[/ame]

Bray.jpg


Kıtalararası Şampiyon Bray Wyatt belinde unvanıyla girişte görünüyor ve ağır adımlarla ringe geliyor. İçeri girince kendi etrafında bir tur atıyor ve lambasına üfleyerek ışıkları geri getirerek arenaya bakıyor. Ağzı seğiriyor Wyatt'ın. Bir süre kendini tuttuktan sonra ağır ağır gülümsüyor.

9900cf4c2618d05b425e2ade2568b742.jpg


One Night Stand'i Noel Baba'dan hediye bekleyen minik oğlan çocukları gibi takvim işaretleyerek beklediğim bir dönem vardı. Evet, beklenti ve heyecan içindeydim ama gazap henüz uyanmamıştı o vakitler. Eninde sonunda altınımı benden almaya çalışanların Armageddon'da olduğu gibi yine bozguna uğrayacağını bildiğim için, ağımı örmüş ve sakin bir şekilde bekliyordum. İçimde öfke veya rövanş hissi taşımadan. Böyle dönemlerde, vahşet içgüdüm henüz devreye girmemiş oluyor. Bir kadına baktığımda suistimal edildikten sonra parçalanmış potansiyel bir leş değil, sadece bir kadın görebiliyorum. Kulağa çılgınca gibi gelecek ama, diplomasiyi bile düşündüğüm dönemlerden bahsediyorum. Bilge bir adam, hamlenin ona kardan çok zarar getireceğini açıkça görebiliyorsa kağıda ve kaleme davranır, kılıca değil. Ancak kış uykusu Pasifik'te bitti. William Regal'in gözlerinin içine bakıp yalvardım: Hepsini teker teker alt etmek için. Ve ne büyük bir gösteri olurdu: Sana kılıç çeken herkesi sırayla, bir gladyatör edasıyla teker teker ringe sermek. Ama Mr. Regal benim güç gösterimi istemiyor. Zira karşıma çıkardığı bütün atıştırmalıkların tek hamlede öleceğini biliyor. Bu yüzden bana bir eşkıya dövüşü veriyor, 4 adam, kanayan çıkar ve sonunda kan rengini görmediğiniz adam muzaffer olur. Bu, aptalca! ZEVK NEREDE? Arzu ve tutku nerede? İlk damlayı gördüğüm anda neden kurbanlarımı serbest bırakmalıyım? Sizler, şehirliler, bu hissi bilmiyorsunuz. Bir adam ayaklarınızın dibinde yatarken yüzünden kanlar akıyorsa o andan itibaren siz onun atası olursunuz, Allah'ı olursunuz. Baştan yaratma gücü size verilmiştir çünkü: Suratını istediğiniz gibi modifiye edebilirsiniz; uzuvlarından hangisini muhafaza edeceği tamamen sizin kanaatinize kalmış bir durumdur; çocuklarına ve eşine izleteceğiniz dehşetin derecesini sadece siz belirlersiniz. Siz sabit olursunuz madamlar ve mösyöler, kurbanınız ise değişken. O andan itibaren sevdiği kadın, tuttuğu takım, en sevdiği yemek, hiç bir şeyin önemi yoktur. Sadece siz varsınızdır, siz ve karşınızdaki kadavranın kaç darbeye kadar dayanabileceği hesabı. Evet, işin içine biraz matematik giriyor ama tatmin edecek kadar kan akacaksa sayılarla oynamaktan kimseye bir zarar gelmez. Ama William Regal benim hesap makinemi elimden aldı; ben ise ceza olarak karşıma çıkardığı piyonların kızlığını alacağım!

Ricochet, Sheamus ve Randy Orton.. benimle aşık atabilecek adamlar değiller. Ricochet sadece küçük bir çocuk. Sheamus, birahane fahişelerinin uydurduğu yeşil cücelere inanan bir ahmak ve Randy geçmiş günlerine dönebilmek için en basit maçlarda bile gösteri yapmaya çalışan bir moruk. Eğer Regal'in bana önerebileceklerinin en iyisi bu üçüyse-


Wyatt'ın sözü aniden kesiliyor.
 
Katılım
12 Tem 2013
Konular
272
Mesajlar
18,498
Tepkime puanı
106
Puanları
1,220
Konum
İstanbul
John Cena
-
[ame="https://www.youtube.com/watch?v=b3extDE8vfU"]https://www.youtube.com/watch?v=b3extDE8vfU[/ame]


ONE AND ONLY!

qeaYbx.jpg


Ricochet burada! Hızlı adımlarla ringe geliyor ve Wyatt'in karşısına çıkıyor. Gülümsüyor ve Wyatt'e bakıp konuşmaya başlıyor.

Ricochet:
İşte karşındayım Bray. Küçük bir çocuk olarak gördüğün, günlerdir ezikledigin fakat tehlikenin ta kendisi olan adam tam karşında. Buraya çıkmanı arka alanda belki de saatlerdir bekliyordum, ne diyeceğini, nasıl masallar uyduracagini merakla bekliyordum. Tahminimde beni çok şaşırtmadın Bray. Yine korkutucu, mistik bir konuşma yaptın ve rakiplerine göz dağı verdin. İnanılmaz bir adamsın Bray. Yanında itici bir güç olmadan bir b**a yaramayan fakat konuşmaya gelince dünyanın yaratıcısı senmişsin gibi konuşma yapan, yürüyen bir boşluksun. Boş adamsın Bray Wyatt. Eline fırsat geçtiğinde bana saldırdın ve kemeri bana göz dağı vererek geri aldın. Bu, beni hastane odasına mahkum etse de beni güçlendirdi ve şimdi tekrardan karşındayım. Evet bir zarar gördüm ama acının güçlendirdiği gerçeğini en çok sen anlatırsın. Biliyor musun Bray, gerçekten de böyleymiş. Acı insanı güçlendiren bir şeymiş. Geçen hafta Pazar günü bunu hissetttim. Eskisinden daha çevik, daha çalışkan ve daha atik olduğumu hissettim. O pis kokulu hastane odasından çıkıp bu ringlere tekrardan adım atınca yeniden bir güreşci olduğumu ve bu insanların, belindeki o kemerin bana ihtiyacı olduğunu daha iyi hissettim ve Cumartesi günü suratından kanlar akincaya kadar seni ve diğer iki WWE balonunu patlatmaya and içtim. Bu kemeri kazanmam sadece kariyerim için bir basamak değil Bray. Bu kemeri kazanmam senin için, GWA evreni için iyi gelecek. Neden mi? Çünkü herkes şu anda uyuyor. Sen insanları uyutuyorsun Bray Wyatt. İnsanlara doğa adamı olduğundan bahsediyorsun, akbabaları takip edin diyorsun, belki de bazıları ''yine boş yapacak'' kafasıyla seni dinlemek zorunda kalıyor. Bunun umrunda olmadığını biliyorum. Umrunda olan tek şey güç. Kendini yaratıcı olarak görmek, belli felsefi kelimelerle insanların beynini sulandirmak. İçi boş bir şampiyonun son çırpınışlarını karşımda görüyorum. Her zaman bunu hissetmisimdir. Aynısını John Morrison'a da soylemistim fakat o da beni bir çaylak olarak görüp gülmüştü. Kabullenmesi zor Bray, biliyorum. Fakat yolun sonuna geldin. Kazanmak veya kaybetmek önemli değil. Senin çöküşünün başlayacak olması şu anda benim emin olduğum tek şey. Eminim Wyatt çünkü eskiden ringde bir varlığın vardı ama şimdi sıfırsın. Kemerini 3 hafta önce bana kaybetmenin eşiğinden döndün. Hem de üçe bir. Bu bir handikap maçı olmasa da Damian ve Samuel teker teker geldiler ve ikisini de indirmeyi başardım. Dediğim şeyi iyi anla Bray Wyatt. Karşında bitmiş bir adam yok, karşında 40'ına merdiven dayamış bir WWE eskisi yok. İki hareketle insanların aklını çelen, onlara tezahürat yaptıran bir adam yok. Ülkesindeki eski mitolojik uydurmalardan başka bir kelime bilmeyen biri yok. Karşında seni en çok zorlayan adam var, karşında yeni, enerjik, dinamik bir adam var. Ve en önemlisi karşında kemerini elinden alacak adam var.

Wyatt bu laf üzerine kahkaha atıyor.

Ricochet:
Bunlar son gevrek kahkahaların olacak Bray Wyatt. Tarihte ilk defa Fırst Blood Elimination maçında karşı karşıya geleceğiz. Sen, ben Orton ve Sheamus. İkisi de korktuğum adamlar değil, ikisi de WWE'de Vince McMahon'ın sisirdigi adamlar. Neden mi? Kaslari var, uzun boylular, tehdit ediciler. Başka? Başka neleri var? 0. Evet Randy Orton'a yenildim. Ben asla temiz yenildigim bir adamın galibiyetine leke suremem. Orton beni temiz yendi, Wyatt'in yapamadığını tek başına yaptı. Maç boyu ayakta kalan, tuşa giden, ayakları yere sağlam basan adam bendim ama yenildim. Ben yenilmeyi hazmedemeyen bir güç bağımlısı değilim Bray. O zamanki Ricochet tecrübesiz, zayıf ve ne yapacağı konusunda karar veremeyen bir adamdı. Şimdi üçünüzu de iyi tanıyorum ve buradaki küçük bir çocuk olarak gördüğünüz ama yolun sonunda hepinizin en büyük korkusu olarak karşınıza çıkacağım. Bray Wyatt'in yenip, arka alanda jobber olarak işine hayatina devam eden bir adamı oynayacağımı düşünüyorsanız. Burası Ricochet'in adını duyuracağı nokta. Hammerstein'de tarih üç iddialı adamı değil, ezikledikleri ama içlerinde en yetenekli adamı yazacak.

Ricochet mikrofonu indirip Wyatt'e bakarken bir müzik duyuluyor.
 
Katılım
16 Şub 2012
Konular
98
Mesajlar
9,585
Tepkime puanı
197
Puanları
1,245
Christian Cage
-

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=dUgjwnotl8c&feature=emb_title[/ame]


Voices! Randy Orton bu! Voices duyulur duyulmaz büyük bir destek geliyor seyircilerden. Randy Orton elinde bir mikrofonla sakin adımlarla ringe geliyor. Ardından konuşmasına başlıyor :

O4mi3pO.png


Randy Orton : Tarih bundan sonra neleri yazacak öngörmek pek mümkün olmasa da tarihin geçen haftalarda senin nasıl çaresiz bir antilop gibi avlanarak ölüm kuyusuna yuvarlandığını yazdı bile Ricochet. Nasıl küçük düştüğünü ve parçalara ayrıldığını da yazdı. Tarih, elindeki öbür şansı nasıl yitirdiğini de yazdı Ricochet. Bütün bunlar senin için yetmiştir diye umuyordum ama görünüşe göre daha fazlası için buradasın. Daha da bitikleşmeye ve yerin dibine girmeye niyetlenmiş gibi gözüküyorsun. Geçen hafta sana yaptığım iyilikten sonra bir iyilik daha yapacağım ve seni tarihin en unutulmaz avları listesine ekleyeceğim. Soluğun tamamıyla kesilip sedyeyle buradan taşındıktan sonra geride bırakılması zor hatıralara sahip olacaksın Ricochet.

Bir süre durakladıktan sonra emin bir şekilde devam ediyor Randy Orton.

Randy Orton : Ricochet, söylediğinin aksine pek de iddialı bir adam değilim. Şunu yapacağım, bunu elde edeceğim gibi gelip geçici hedefler peşinde koşan birisi değilim. Benim gözlerim çok daha kalıcı bir kazanıma dikilmiş durumda. Gözüm ondan başka hiçbir şeyi görmüyor. Hatta gözlerimin kapalı olduğu zamanlar bile çarpıcı bir tokat yemişe dönüyorum ve o gözüme geliyor. Yalnızca ona odaklanmış durumdayım. Senin gibi kendini ispatlama çabasında değilim. Karşımdakileri alt edeceğim vaadinde de bulunmuyorum çünkü şimdiye dek her birinizi zaten defalarca alt etmiş bulunuyorum. Gözüm bunlarda değil. Şu kaçığın aksine, maçın türünde de değil çünkü avımı elde etmek için gereken koşulları göz ardı ediyorum. Dünya böyle işler. Ne kadar zor koşullarda olursan ol hedefine ulaşmalı ve öğününü tamamlamalısındır. Aksi takdirde olacaklar oldukça basittir, ölürsün. Bunun olmasını engellemek istiyorsan kaç yaşında olursan ol savaşmak zorundasındır. Tabi bir av olmak istemiyorsan. Av olmak demişken-

Wyatt Randy Orton'a rahatsız edici bakışlar atmaya başlayınca Randy Orton birden çekinip derin derin Bray Wyatt'ı gözlemeye başlıyor.

Randy Orton : Windham, gösteriş yapmaktan ve insanların duygularıyla alay etmekten ne kadar haz aldığını biliyorum. Sözlerinle karşındakilere korku salmaya çalışıyorsun. Psikopatça tavırlarınla ve yanına aldığın iki aşağı sınıf korku filmi tiplemesiyle kendine bir tür tanrılık bahşetme emellerin var. Bunların sebebini çok iyi biliyorum Windham. Asıl duygularını bu şekilde bastırmaya ve gizlemeye çalışıyorsun. Üzgünüm ama sana kötü haberlerim var Windham. Karşındaki yırtıcı bu tür psikolojik savaş oyunlarını iplemiyor. Onun iplediği tek şey besin zincirinin en tepesindeki konumunu sürdürmeye devam etmek. Ne kadar kişiyi yanına alırsan al, ne kadar dalaverelere başvurursan başvur; zincirdeki yerini değiştiremeyeceksin. Neden mi? Çünkü sapıkça fantezilerinin gerçek dünyada bir karşılığı yok. Burada sahip olduğun tek karşılık kolay lokma görüntüsü vermen ve elindekini aciz bir şekilde en üst halkadaki canlıya teslim edecek olman. Cumartesi gecesi anlamsızca hesaplamalara harcayacak vakti bulamayacaksın Bray Wyatt. O gece o kalın kafanda olacak tek düşünce sadece ve sadece bir an önce arenadan kaçmak olacak. Bunu başarabileceğin konusundaki şüphelerimi de dile getirmek durumundayım Wyatt çünkü son karşılaşmamızda bunu başaramamıştın. Zincirin en alt seviyesindeki kaçık olduğunu bir kez daha göstermiştin. Yere serildiğinde bir an elindekinin boşa çıkacağını bile düşündüm. Bu olmadığı için oldukça şaşırmıştım, itiraf etmeliyim. Kolay bir şekilde ödülümü alacağımı düşünmüştüm. Neden mi? Çünkü gece ömrüm boyunca karşılaştığım en aciz ve işe yaramaz adamı sindirip bitirmiştim. O geceden sonra pek çok şeyin değiştiğini görüyorum. Karşımda tamamen farklı bir canlı görüyorum. Karşımda yalnızca bir leş görüyorum Bray. Bu leş-​
 

Minor Threat

ekşi sözlük yazarı
Katılım
27 Kas 2013
Konular
256
Mesajlar
21,529
Tepkime puanı
405
Puanları
0
Yaş
26
Konum
İstanbul
Sid Vicious
Sheamus
l4zQng.png


[ame="https://www.youtube.com/watch?v=zdGU3Q9FlcA"]https://www.youtube.com/watch?v=zdGU3Q9FlcA[/ame]

Hellfire! Sheamus stage'de beliriyor ve bütün spot ışıkları üzerinde. Daha sonra ışıklar dağılıyor ve Sheamus ağır adımlarla ringe yürüyor. Rampada yürürken konuşmaya başlıyor.

Randy sana göre besin zincirinde bulunan hayvanlardan ibaret olabiliriz ancak kendisini yılan olarak tanımlayan biri için bile aşağılıksın. Yılan besin zincirinin en tepesinde değildir. Sen kendini en tepede görüyor olabilirsin ve bunun sebebini vahşilik olarak görüyorsun. Vahşilik seni ifade ediyor sanıyorsun ama bu böyle değil. Sen rakiplerine arkadan saldıran aciz birisin tıpkı o unvanı omzunda taşıyan Wyatt gibi. Bundan sonra söyleyeceklerim sana Wyatt. Senin hakkındaki ön yargılarım konusunda ne kadar haklı olduğumu senin sarf ettiğin şu sözlerden sonra daha iyi anladım. Sen onurlu bir savaşçının karşısında görmek istemeyeceği kadar vandal ve vahşisin. Egoistsin, egonu beslemek için yapmayacağın şey yok. Kibirlisin, rakiplerini hafife alıyorsun onları tek hamlede indirebileceğin konusunda eminsin. Ancak burada yanılıyorsun Wyatt. Babd Catha bana gücünün farkında ol ancak gücünün seni zehirlemesine, onun seni ele geçirmesine izin verme derdi. Ama sen güçlü değilsin Wyatt sadece içindeki vahşet seni kontrol ediyor. Sahipsiz bir köpek gibi ortalığa saldırıp duruyorsun ve bunu zevk için yaptığını söylüyorsun. Savaş zevk için yapılmaz savaşın bir anlamı vardır. Biz İrlandalılar savaşımızı gerçekçi nedenler için yaparız. İnsanı körelten duygular üzerine savaşmayız. Şerefimiz üzerine savaşırız. Savaşçılarımız da ona göre büyür ve eğitilir. Bize Tanrılarımız bu yolu gösterdi ve Belenus'un ışığıyla yürüdük daima. Savaşçının bir gayesi ve vizyonu olmalıdır. Biz acımasızca saldırmayız, arkadan bıçaklamayız. Kanunsuzsun! Hiçbir kutsalın yok ve ne için çarpıştığını, ne için mücadele ettiğini bilmiyorsun. Zevkmiş peh... Zevk seni asıl hedefinden alıkoyar yolundan saptırır. Sen yolunu kaybetmiş kayıp bir yaratıksın sadece. Savaşçılar duygularının esiri olmazlar. İşte bu yüzden sen bir savaşçı değilsin. Sen omzundaki kemeri taşımaya layık biri de değilsin. Kıtalararası şampiyonu unvanı senin yanında fazla büyük kalıyor. Bu yüzden sana yardım edeceğim ve nasıl bir savaşçı olunacağına dair güzel bir ders vereceğim. Omzundaki o unvanı senden alarak seni bir yükten kurtaracağım Wyatt. Belki o zaman o aciz ruhun rahatlayabilir ve bu anlamsız saldırganlığı bırakabilirsin. Bu maçın türü bana göre değil diyorsun ama aslında tam sana göre dizayn edilmiş. Vahşice bir maç türü. First blood. Rakibi kanatmak üzerine kurgulanmış iğrenç bir zihniyetten doğmuş bir maç. Ben normalde bu mücadeleye girmezdim ancak Wyatt dinsizin hakkından imansız gelmeli. Ben de bu maçta seni haklamak ve sana ders vermek için senin seviyene ineceğim ve seni kanatarak ruhunun çektiği acılara son vereceğim. Bu bir film değil Wyatt bu bir savaş! Ve kaybeden sen olacaksın!

Sheamus, Ricochet'e dönüyor.

Rico sana rakibim olarak saygı duyuyorum ancak bir savaşçı uğruna yürüdüğü kutsal yolda karşısına çıkan herkesi ne olursa olsun haklamalıdır. Bu yüzden gücümün son zerresine kadar ganimetim için savaşacağım ve sen de beni durduramayacaksın. Seni Wyatt ve Orton kadar zayıf görmüyorum ama savaşçılık konusunda sana da güzel bir ders vermek isterim.

Sheamus üç rakibini süzerek konuşuyor.

Siz kıtalararası unvanının benim elimde yükselişini yerde kanlar içinde seyrederken düşüneceğiniz şeyler size hayatınız boyunca unutmayacağınız güzel dersler olacak. Bunu garant...

Sheamus'ın sözü bölünüyor.
 

Ensiferum

Днепропетровск
Katılım
4 Tem 2013
Konular
631
Mesajlar
12,906
Tepkime puanı
1,083
Puanları
1,535
Bray Wyatt
Bray Wyatt
Bray-Wyatt-On-Mic-In-Ring-550x309.jpg


Wyatt, Sheamus'a sırıtıyor ve kemerini omzuna atıp Ricochet'e bakıyor.

İşte minik maskot. Birilerinin sözümü keseceğini ve başı senin çekeceğini içten içe biliyordum. Neticede, Bray amcanın sevgi dolu dokunuşlarını en fazla hisseden kişi sensin. Altın umuduyla karşıma çıktın ve seni devirdim. Şimdi ise ring dışı etkenlerden ve dönen dolaplardan şikayet ediyorsun. Kurtlukta düşeni yemek kanundur, bilirsin. Ve kimse ete dişini geçirdiği zaman kurdun nasıl ve kim tarafından düşündüğü hakkında endişelenmez. Hileler hakkındaki şikayetlerine gelince: GWA'e hoş geldin çocuk, burada yazılı kurallar yok. Bu yüzden her birimiz kendi kuralımızı uyguluyoruz.. ve kanunlarım sana adaletsiz geldiyse bu senin toyluğundan kaynaklanıyor. Ne zannediyorsun? Hayat bir şarkı, bir masal veya bir hikaye değil. Bu dünya soğuk ve kendi çocuklarını reddetmiş, buzdan bir cehennem. Sen ise molozların arasında miğferini takıp şövalyecilik oynamak istiyorsun. Ama ben oynamam genç adam, ben iş bitiririm. Sen darbeyi vururken estetik katmaya çalışırsın, ters saltolar, değişik figürler ve koreografi. Neden? Çünkü bütün bunlar olmazsa arenada gördüğün sürü senin ismini tezahürat etmez. Senin gibi adamlar merdiven gördüğünde tırmanıp zaferi sökmek yerine 30 metreden kendini aşağı atmayı tercih eder; zira siz bu alemin soytarılarısınız, biz ise efendileri. Burada geçirdiğim bütün süre senin gibi adamları gütmekle geçti. Chris Hero da senin gibi düşünüyordu. Sonuçta bu bir profesyonel güreş maçı, değil mi? Dört köşe var, ipler var, bir hakem var. Ama bütün diğer profesyonel güreş müsabakalarından bunu ayıran şey ne biliyor musun? Bunda, ringde bir adet Bray Wyatt oluyor. Ve bu, botlarını giyip onun karşısına çıkan herkes için ölümle yaşam arasındaki çizgi demektir. Soytarı pabuçlarıyla o çizginin üzerinde dans ediyorsun ve bir yandan da içinden dualar okuyorsun. Baban, annen, karın, kardeşlerin, Tanrı, Allah, hiç fark etmez. Bütün bunlar birinin senin düşmeni engellemesi için. Diğerleri buna uyar delikanlı, onlar da hızını sana göre ayarlar, senin gibi dövüşmeye gayret eder ve günün sonunda terazinin iki kefesinde de eşit ağırlıkta yük olur. Akrobasiyle savaşı ayırt edemeyen iki oğlan çocuğu. Hammerstein'da tarihin seni yazacağı doğru, güreş ringinde sakat kalan ilk adam olarak tarihe geçeceksin. One Night Stand'te, seni ünlü yapacağım oğlum.

Wyatt mikrofonunu çevirerek Orton'a bakıyor.

Sefil kariyerinin en büyük anı beni tuş ettiğin akşam yaşandı. Ama tekrarı olmayacak, sözüm senettir. Bir çete hesaplaşmasından faydalanarak zafere uzandın ama o işin sonunu bile getirmeyi başaramadın. Dandik turnuvaya veda ettin ve amorti olarak William Regal'in Kıtalararası şampiyonluğu benden çalabilmesi için ileri sürdüğü piyon üçlüsündeki mızıkacılık pozisyonuna düştün. Peki başarılı olabilecek misin? Babacığın Regal sana gerekli talimatları verdi mi? Küçük düşürücü olmalı, fani yaşamının yarısından fazlası bitmişken yaşlı bir adamın uzattığı tasmaya boynunu uzatmak. Ama kendini başkasına satan ilk adam sen değilsin. Dışarıda senin gibi binlercesi var, lakin onların senden farkı Bray Wyatt'ın karşısına dikilmeyecek kadar aklı selim olmaları. Ve acziyet konusuna gelince, bazı şeyler var ki onlar Atlas veya Pasifik'in arasında da yaşıyor. Sokaklarda, dağlarda, bayırlarda. Bu ekran benim platformum ama mesaim dışarıda da devam ediyor. Yeni karınla beraber şaşalı bir konakta yaşadığını duydum. Mutlu ve çekirdek bir aile. Evlat, besin zincirinden bahsedip dururken şunu unutma: her şey çekirdekten başlar. Ve yiğitçe bir savaş vereceğini düşünürken dehşeti mutlu aile evinin kapısında bulduğun anda inan bana her şeyi unutursun: One Night Stand, Kıtalararası şampiyonluk, Regal. Güreş ringinde aradığın belayı yatak odanın dibinde bulmak istemiyorsan Bin Gerçeğin Adamı'na biraz saygı göstermelisin. Zira biz, her yerdeyiz oğlum. (Wyatt sırıtıyor.) Geçmişte yaptığın ucuz işler gibi sadece altın ve şan uğruna dövüşmeyiz. Her kişi beraberinde bir hikaye taşır ve bizim için bu, dalından koparılmayı bekleyen meyveler demektir. Kafanın içini görebiliyorum, geleceğinle ve ailenle ilgili hayallerden bir tarla var. One Night Stand'de o tarlaya kara bir tırpanla dalacağım. Hasadım bütün gece sürecek, geriye boşluktan başka bir şey kalmayana kadar. Eğer yine bir numara çevirmeye kalkarsan.. Tanrının yardımsever bir adam olması için dua et. Zira senin cesedinin üstüne basarak evine doğru ilerlediğimde ailenle aramda duran tek kişi o olacak.

Sheamus'a dönüyor Wyatt.

Okları mitolojiye çevirerek dikkat dağıtmaya çalışıyorsun. Bir gün, çocuk taciziyle suçlanan, alkolik, kel, iğrenç derecede obez ve kanser hastası bir adam kendi kendine ne demiş biliyor musun? "En azından İrlandalı değilim." Zira taşıdığın bayrak, renkler ve kimlik senin en büyük kusurun. Yeryüzünde aşağının da aşağısı bir ırk varsa o da İrlandalılardır zira topraklarını savunamayan ve kendilerine efendi arayan işe yaramaz bir barmen sürüsü olmalarına rağmen özgür ve bağımsız bir millet olduklarını iddia ederler. Biz güneyliler, bağımsızlığımız için canlarımızı ortaya koyduk. Topraklarımız hala isimsiz kahramanlarla dolu ama medyanın ve dünyanın bize sizin kadar yağ çektiğini göremezsin. Zira onlar, sizi hayvanat bahçesindeki bir goril gibi görüyorlar. Alkolik, kavgacı ve kırmızı yüzlü soytarılar olarak. Aziz Patrick Günü'nü kutluyorsunuz ve Aziz Patrick bir İrlandalı bile değil, İngiliz. Telafuz ettiğin bütün isimler Kelt dilinden geliyor ama sen İngilizce konuşuyorsun. Bağımsızlığınız İngilizlerce gasp edildi ve siz öteki yanağınızı çevirip bir tokat daha beklediniz. Buna rağmen benim Kelt mitolojisinden etkilenmem gerektiğini mi düşünüyorsun? Siz, zayıf bir ırksınız. Şimdilerde yarı zamanlı şeytan olarak çalışan vatandaşını 3 kere yendim ve zorluk çekmedim bile. O yüzden bu Tanrıları ve kahramanları bana anlatma genç adam, İngilizlere anlat. Belki insafa gelirler de bir yerine iki kemik alırsın-

Sheamus aniden mikrofonuna vuruyor Wyatt'ın! Wyatt'la kavga pozisyonuna gelirlerken aniden Ricochet giriyor lafa ve herkes ona dönüyor.
 
Katılım
12 Tem 2013
Konular
272
Mesajlar
18,498
Tepkime puanı
106
Puanları
1,220
Konum
İstanbul
John Cena
-
Ricochet: Sheamus. Kavga edeceğimiz yer burası degil kavga edeceğimiz yer Cumartesi günü, Hammerstein. Bu adamı ne kadar tekmelemek istediğini biliyorum ama bunun yeri burası değil Sheamus. Bunu ben de en az senin kadar istiyorum çünkü karşımda küstahça konuşan ve kendisini 'baba' diye adlandıran bir lağım faresi var. Etrafında köpekleri, belinde kemeri, altında sandalyesi tüm dünya onun sanıyor bu fare. Beni de evladı. Fakat yanılıyorsun Wyatt. Sen WWE'de John Cena'nın kendini kanitlama basamağı olarak her şov onun karısı olurken ben kendimi dünyanın farklı yerlerinde gösterdim. Ne mi yaptım? The Rock'a kendi adımdan söz ettirdim, bu insanlara kendimi kanitladim ve buraya geldim. Gelişim geç oldu Wyatt. Beni daha tanımıyorsun. Beni hala göbek yapmış, Ring of Honor'dan başka bir yerde tutunamamış sadece iki tane tekme ve dirsek atan adamla kıyaslaman bile komik. Evet burası bir ring ve karşımda sen olacaksin. Daha önce neler oldu Wyatt? Daha önce beni ringde sakat bıraktın mı? Daha önce tarih beni ringde sakatlanan adam diye yazdı mi? Hayır. Tarih seninle ringe çıktığımda, senin bu kemeri ne zaman kaybedecegini yazdı Wyatt ama sen farkında değildin. Ben arka alandan William Regal'in isteğiyle geldim. Ama bana baktığında suratında hangi ifade vardı biliyor musun Bray? İşte şu anki olan ifade. Ezikleyerek ve ciddiye almayarak bakmıştım bana. Hatırla. Peki o zamandan bu zamana ne değişti Bray. Hiçbir şey değil mi? Sana göre hiçbir şey. Fakat dünya senin de dediğin gibi her zaman degisir Bray. Dünyadaki aşağıladığın adam bile gün gelir sana kabusu yaşatır. Kendinden emin olduğunu biliyorum. Ama One Night Stand'de hiçbir zaman unutamayacağın bir darbeyle uyanacaksin. Tekme, diz, dirsek hiç fark etmez. Madem herkesin kendi kuralları gerçek olduğunu söyledin. Benim kurallarım da böyle. Hile yok, yardım yok sadece kavga var. Uçarak, kaçarak, tekme tokat giriserek hiç fark etmez. O gece geldiğinde kendi kurallarimi uygulayacağım. Kazanmak için her yol mübah kafasında yaşayan adamı kokuşmuş çiftlik evine hiç gelmemek uzere bunu göndereceğim. Bunu yapacağım Bray çünkü vakit geldi. Karşına hep kolay ve bu ringde senden kaçan adamlar geldi. Boy, yaş, kilo benim için önemli degil. One Night Stand'de o kanı akitacagim. Tıpkı kız kardeşinin kızlık zarını kanattigim gibi.

Wyatt sinirleniyor ve bağırıyor Ricochet'e. Rico, Orton'a dönüyor.

Ricochet:
İşte karsimda Randy Orton. The Viper, Legend Killer. Bunlar havalı lakaplar ha? Bunlar seni pohpohluyor değil mi Orton? Bu ringe geliyorsun, insanlar seni destekliyor. Kazanıyorsun ve kendini en üstün görüyorsun. Randy senin hakkında düşündüklerime gelecek olursak... Sen sadece bir WWE şişirilmişinden başka bir şey değilsin. Vince'in, Ric Flair'ın, HHH'in sisirmesiydin. Tarihin en genc dünya şampiyonu oldun. Peki bunları kim sana bahşetti? Baban sayesinde buralara kadar tirmandin. Peki ya ben? Ben belki de kadar kolay şartlarda guresmedim. Buraya kendi tırnaklarımla kazıyarak geldim, bir hicken. Sana sadece tek bir konuda katılıyorum Randy. Beni yendin. Evet bir kere beni o ringden tuş etmeyi basardin. Evet Randy ben bunu kabul etmeyecek bir adam değilim. Fakat küçük düşen bir antilop olduğumu da düşünmüyorum. Neden mi? Nedeni de çok basit Orton. Buraya geldim geleli 6 maça çıkmışımdır ve sadece 2 maçta kaybettim. Beni temiz yenmeyi başardın ama bu benim küçük düştüğümü kanitlamiyor. İki yenilgiyle bu adam küçük düşen bir antilopsa. Jinder Mahal'a hayatının en büyük hesiyesini veren Randy Orton'ı ne diye nitelendirelim ha? Veya yenilgiyi hazmedemeyip birilerinin babasına saldıran, karısını dudağından öpen saplantili ruhlu bir adam gelip de bana hayat dersi vermeye kalkarsa, cevabını alacaktır. Evet Randy. Tarih beni belki de yenilgimle yazacak. Ama siz ikinizi yıllarca yaptığınız vukuatlarla yazacak. Ben hiçbir zaman yenilmekten korkan bir adam olmadım Randy. Hiçbir zaman yenildigim zaman ağlamadım. Geçmişte olan oldu biten bitti. Şimdi önümüzde bir maç var. Ben her zaman burada olacağım Randy kaybetsem de kazansam da. Ama şunu bil, bu ringde işin bir öncekinden daha zor olacak.

Ricochet Sheamus'a döner.

Ricochet:
Benim hakkımda dusunduklerin aynen geçerli Sheamus. Fakat bu yolda sen de bir engelsin. Ve bilirsin ki engeller, hedeflere ulaşmayı değerli kılan şeylerdir. Benim asıl engelim sen değilsin Sheamus. Benim gercek bir savaşçı görmeye ihtiyacım yok. Çünkü ben zaten savaşmayı biliyorum. Kiminle nasıl savasilacagini, nasıl konuşulacağını çok iyi biliyorum Sheamus. Ve bu yolda kimseye merhamet yok. Bundan sonra hala kelt hakkında konuşmaya devam mı edersin yoksa bu şirketten gider misin bilmiyorum. Fakat bildiğim tek şey. Seni de geçmem gerektigi. Kusura bakma Sheamus. Bu yoldaki engeller içerisinde sen de varsın ve seni de düşürüp o hedefe gitmekten başka bir düşüncem yok. O kemeri alıp bu şirketteki herkese büyük bir tehdit olduğumu göstereceğim. Sizin kendinizi kanitlamak gibi bir derdiniz olmayabilir. Ama ben bu yoldaki en büyük adımı Hammerstein'de atacağım. One and Only'nin altın yürüyüşüne hazır olun baylar.​
 
Katılım
16 Şub 2012
Konular
98
Mesajlar
9,585
Tepkime puanı
197
Puanları
1,245
Christian Cage
-
Randy Orton gülümseyerek araya giriyor.

Randy Orton : Ah, çok dokunaklısın küçük adam. Ruhuma ve içgüdülerime dokundun. Bana çocukluktaki saf zamanlarımı hatırlattın. Evet o zamanlar toydum, küçüktüm. Henüz karşıma hiçbir engel çıkmamıştı. Güvenli bölgemden bir kez bile ayrılmamış, ebeveynlerimin gözetimi ve koruması altında günlerimi geçirmiştim. Dünyanın acımasızlığını henüz ilk elden tatmaya hazır değildim çünkü. Bunun için bir kuluçka dönemi geçirmek durumundaydım. Kendimi gelecekteki avlarıma karşı bilemeye başladım. Evet bu dönemde. Bu dönemde küçük küçük alıştırmalarla keskin bir bıçak halini alıncaya dek bilendim. Zamanla hayat kafesinde kendini savunabilecek duruma gelince kıçıma çok sert bir tekme yedim. Evet işte bu an. İşte bu an asıl filmi başlatan göstergeydi. Randal Keith Orton her şeye böyle başladı. Yaşama ilk adımını yediği tekmeden sonra afallayarak ve yere serilerek attı. Ardından başını bir kez yukarı kaldırdı. Ve evet, bu yukarı kaldırmadan sonra bir daha asla ama asla başını öne eğmedi. Şartlar ne kadar kötü gözükürse gözüksün, asla karamsarlık bulutunun içine hapsolmadı. Her tokat yediğinde ayağa kalktı ve karamsarlık bulutuna keskin gözleriyle baktı. Ama nasıl bir psikolojiyle biliyor musunuz? Ruhsuz, kaygısız, bir tetik gibi her an ateşlenmeye hazır. Her zaman karşısındaki duvara karşı diklenebilecek kadar büyük bir özgüvenle baktı. Bu bakışlara tanıklık eden diğer insanlar onu delilikle, sosyopatlıkla itham ettiler ama bilmedikleri bir şey vardı. Bilmedikleri şey, bu yırtıcının duyma duyusunu savaş zamanlarında dış etmenlere karşı kapatmasıydı. Bunu bilememişlerdi ve her zaman seslerini boşuna tükettiler. Tükettiler ve tükettiler. Öyle bir zaman geldi ki hiçbir ses duymayan bu yırtıcı, bütün bu sessizlik ortamından ve sakinlikten bunalır hale geldi. Her şey çok monotonlaşmaya başlamıştı çünkü. Önüne geleni deviriyor ve öğünlerini beklenti açısından bir basamak, hatta ne bir basamağı, birkaç basamak öteye taşıyordu. En ölümcül günahlardan biri olan açgözlülüğe mi yakalanmıştı yoksa? Hayır hayır! Kendisi bu tür günahlardan etkilenemezdi. Çünkü kendisi zamanla insanlığını yitirmiş, kan isteyen ve kandan beslenen bir vampire dönüşmüştü. Kana susamasını bir an olsun bile dindiremiyordu. İçgüdüleri duygularını ve bedenini ele geçirmişti, kontrolü tamamen eline almıştı. İşte bu andan sonra hiç kimse güvende değildi. Artık karşılarında haşin bir güreşçi yoktu. Vahşi bir yırtıcı, evrim sürecinin son basamağı olarak insanoğlunun beğenisine sunulmuştu. İnsanoğlu onu çemkirecek miydi? Elbette. Hem de sonuna kadar. Bu yırtıcının insan üstü özelliklerinden dolayı herkes onu kıskanmaya başlamıştı. Bütün gözler onu arıyor, bütün kulaklar onun ağzından çıkacak kelimeleri duymaya odaklanıyordu. İnsanüstü özelliklere sahip bir canlıya dönüşen bu yırtıcı, etrafını tamamen kontrolü altına almayı başarmış gibiydi. Yalnızca bu da değildi, insanlıktan çıkmasının ona bir getirisi daha vardı. Bu getiri, bu kazanım; bu dönüşüm sürecenin sonunda elde ettiği fiziksel üstünlüklerden binlerce kat daha önemliydi. Kendisi artık günah işlediğinde bile günah melekleri bu günahlarını kayıt etmiyordu. Aslında etmiyordu değil de edemiyordu dersek daha tutarlı olacaktır. Hadi buna böyle diyelim. Her kayıt etme girişiminde bulunduklarında elleri sızlamaya başlıyordu. Bir süre sonra ise ellerini tamamen kontrol edemez hale geliyorlardı. İşte değişimin boyutları bu derece can yakan bir seviyeye çekilmişti. Her girişimleri sonuçsuz kalmaya devam ediyordu. Bir süre sonra her şeyin üstündeki güç ellerini tamamen zincirledi ve onların özgürlüğüne son verdi.

Randy Orton başını yavaşça döndürüp devam ediyor.

Randy Orton : Adaletin olup olmadığından bahsediyordunuz ve kendinizce birtakım sebepler belirterek kendinizi haklı çıkarmaya çalışıyordunuz. Peki bu durum hakkında ne söyleyebilirsiniz? Sizce bu adalet mi? Bu türden bir imtiyaz yalnızca adaletsizlikle açıklanabilir mi? Bence hayır. Kesinlikle açıklanamaz. Bunun sebebi baylar, bu türden bir olayın olma olasılığının binde bir ihtimalden bile daha az olması. Hayır hayır, daha da küçük bir orandan bahsedebilir aslında ama burada matematiksel hesaplama yapmak için toplanmadık değil mi? Adaletsizliğin bir geceliğine de olsa askıya alınmasını önermeyi düşünüyordum. Bu şekilde belkide, azıcık da olsa adalet namına bir şeylerin ortada olduğunu söyleyebileceğiz. Belkide söyleyemeyeceğiz. Belkide yaptıklarımızdan sonra ağzımızdan tek bir söz bile çıkamayacak duruma geleceğiz. Böyle olsa bile ağzını açıp söz edebilecek birileri olacaktır. İşte o kişi, o son sözü söyleyecek canlı namına erişecek kişiden söylemesi gerekeni söylemesini bekliyor olacağım. Kanlar içindeki bedenler ortalığı kaplamışken İsrafil misali bu ses, her şeyin bittiğini ilan edecek. Evet, birileri için her şey bitmiş olacak ama birileri için hiçbir şey bitmiş olmayacak çünkü o kişi hayatı boyunca bunun gibi bir sürü bitişe ve yeni başlangıca tanıklık etti. Tozlu sokaklardan ve ıssız diyarlardan geçen hiçbir eser kalmayacak ve vahşetin izinden giden, vahşetin kendisini kontrol etmesine izin veren tepegöz yok olacak. Ama yok olması eften püften bir biçimde de olmayacak. İşi bittiğinde cehennem kapıları bile onun için açılmayacak.​
 

Minor Threat

ekşi sözlük yazarı
Katılım
27 Kas 2013
Konular
256
Mesajlar
21,529
Tepkime puanı
405
Puanları
0
Yaş
26
Konum
İstanbul
Sid Vicious
Sheamus
Sheamus konuşuyor.

Siz bu savaşta asıl düşmanınızı tanıyamamışsınız. Burada mesele altın değil, altın benim için pastanın çileği olacak sadece. Benim için savaşlar sırf ganimetler için yapılmaz. Bencillikten ruhlarınız körelmiş. Hepiniz kendi dertleriniz üzerinden konuşuyorsunuz biriniz adaletsizlikten biri vahşi yaşamdan bahsediyor. Aslında burada temel ideolojik bir sorun var ve onu çözmek istiyorum. (Wyatt'a dönerek) Burada temel sorun bu omzunda kemeri taşıyamayan garabet. Sen beni ilgilendiren meselesin Wyatt. Diğerleri altına, kariyerlerine ya da avlarına odaklanmış olabilir. Ama sen benim için bundan fazlasısın. Sen avam bir zihniyeti temsil ediyorsun. Senin zihniyetinde ırkçılık var, köleler var. Sen insanlara kucak açtığını iddia etsen de bu zihniyet kendinden olmayanı aşağılama ve yok etmeye yönelik bir zihniyet. Sen bu zihniyet ile zamanında dünyayı yöneten bir krallığın prangasından kendi saf ve öz mücadelesiyle kurtulmuş bir toplumu aşağılamaya nasıl cüret edersin! Biz İrlandalılar ırkçılığa ve sömürüye her daim baş kaldırmış ve o p*çlere her zaman hadlerini bildirmişizdir. Tanrılar bize bunu böyle gösterdi, onların desteğini arkamıza alarak kendi cennetimizi kurduk ve insanlarım mutlu. Sen o iğrenç güneyli ağzınla toplumuma laf edemezsin. Ki ruhlarımız çarpıştığında işte o an benim kim olduğumu ve kudretimi daha iyi anlayacaksın. Seni ve zihniyetini bu dünyadan temizleyeceğim. Senin zihniyetinin mağduru olmuş insanlara kucak açacağım.

Sheamus ortaya dönüyor.

Hepinizi dikkatle dinledim ve şunu söyleyebilirim ki hepiniz belli erdemlerden yoksunsunuz. Bu ring sadece vücutlarımızın değil ruhlarımızın da çarpışacağı bir savaş arenası olacak. Ve fiziksel güç konusunda kimsenin kimseden aşırı bir üstünlüğü yok. Burada farklı nitelikler devreye girecek. Bu savaşta zayıf ruhlar yenilecek kudretli ruh ise zaferle ayrılacak. Siz üçünüz tutku ile kudreti karıştırmışsınız. Tutkunuzu, vahşiliğinizi bir erdem olarak görüyorsunuz. Tutku size mücadeleyi kazandırır ama savaşı kaybettirir. Savaş arenasında üstün ruha ve akla sahip kişi galip gelir. Burada kan açlığı hissetmeyen, nefsinin esiri olmamış olan ve asıl resmi görebilen ben sizden bu konuda üstünüm. Arenaya çıktığımızda yumruklarımın sertliğini, tekmelerimin deliciliğini çenenizde hissettiğinizde işte o zaman bu savaşın galibinin ben olacağımı anlamış olacaksınız. Ama o an iş işten geçmiş olacak ve ben elimde kıtalararası şampiyonluğu unvanıyla yükseleceğim!

Sheamus sözlerini bitirdikten sonra dörtlü birbirilerini süzerken kameralar kapanıyor.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst