RPG: The Godfather

Ensiferum

Днепропетровск
Katılım
4 Tem 2013
Konular
631
Mesajlar
12,906
Tepkime puanı
1,083
Puanları
1,535
Bray Wyatt
Bray Wyatt
WYATT!

Işıklar sönüyor.



449523d43aba99b57929256484d40e44_crop_exact.jpg

Girişte gaz lambasıyla Bray Wyatt görünüyor. Rampada ağır ağır ilerlerken seyirciler "He's got the Whole World"ü söylüyor. Wyatt rampayı geçip ringe giriyor, sallanan sandalyesine oturuyor ve seyirciye bir süre baktıktan sonra lambaya üflüyor.

Madamlar ve mösyler, Bray Wyatt Show'a bir kez daha hoş geldiniz! (Wyatt sırıtıyor.) Hayat bir mancınık misali, eskiden bulunduğunuz yerlere sizi tekrardan fırlatıyor. Bir kez daha, Eater of Worlds, GTW'ya geri döndü. Dükkan, bir kez daha açıldı. (Wyatt kahkaha atıyor.) Tam 10 sene, 10 sene boyunca burada yalnızca bir gaz lambası ve bir mikrofonla dünyaya hükmettim. Savaşları bitirdim, düşmanları manipüle ettim, yeni savaşlar yarattım, bazılarını kaybedip bazılarını kazandım ancak bu savaşların hepsiyle ilgili tek bir gerçek varsa o da Bray Wyatt isminin GTW'da korku ve saygıyla anılmasını sağlamamdır. Eylemlerim, hiç bir zaman sizler tarafından kabul görmedi. Çünkü sizler, sonuçların eylemleri tasdiklediği gerçeğine hiç bir zaman gözünüzü açamadınız. GTW, iyiyle kötünün biteviye hakimiyet savaşıdır ve bu kadar iyinin arasında dengeyi kurmak için hepsine denk bir kötü bulunması gerekir. Ben, tamamı beyaz taşlardan oluşan bir satranç tahtasındaki kara vezirim ve bu kez mata gitmek için uzun hamleler yapmayacağıma emin olabilirsiniz. Bunun ilk adımı, Seth Rollins isimli gence güzel bir ders vermekten geçiyor. Defalarca kazandığım Ağırsiklet unvanını bir kez daha kaldırmak için aşmam gereken sadece 3 basamak var ve GTW'a dönerken şarjörlerim dolu bir şekilde yola çıktım. Hepsine yetecek kadar mermim var; Seth Rollins, Hurricane, Miz, Christian... Eğer aranızda ölümü sipariş etmek isteyen varsa Bray Amca'nızın kapısını istediğiniz zaman çalabilirsiniz! Bu turnuvada, benimle eşleşen adamları sadece tuş etmekle kalmayacağım; hepsini yeniden ayağa kalkamayacak derecede sakatlayacağım. Sakatlayacağım ki, unvanımı elime aldığım zaman yeni bir meydan okumayla karşılaşmayayım. Geçmişte yaptığım hataları tekrarlamadığım sürece GTW bünyesinde beni dize getirebilecek hiç bir ölümlü adam yürümüyor. Geçmişte, mağlup ettiğim adamları yok etmediğim için mütemadiyen ayağıma dolandılar, bana kazık attılar, beni bir baba gibi sevmeyi kabul etmedikleri için beni hedef tahtasına koydular. Mark Briscoe, Samuel Shaw ve daha niceleri. Ama bu sefer, partner yok, dostluk yok, kardeşlik de öyle. Seth Rollins'i sadece yenmekle kalmayacağım, onu, güreşmek bir yana dursun ayağa kalkıp serbest bir adam gibi gezemeyecek hale getireceğim. Özgüvenimin nereden geldiğini merak ediyor musun genç Seth? Küçükken, Bray Wyatt'ın cahil ve aymaz bir babası vardı. Küçük Bray Wyatt'ı henüz 8 yaşındayken okulun dışına sürükleyen ve bir ırgat gibi karides botlarında çalıştıran cahil bir köylü. Bir gün, muhterem pederim her zamanki gibi geniş gövdesiyle botun içerisinde karides avlamak için hazırlanırken, bot bir anda alev alıverdi. Alıverdi diyorum zira bu tamamen şansa bağlı bir şeydi, kaderin cilvesi işte... Aziz pederim botun içerisinde bir mangal eti gibi alev alıp çığlıklar içinde ölürken ayağımı dibinde ne duruyordu biliyor musun Rollins? Bir kova su. Tam da sevgili babacığımı bu büyük ızdıraptan kurtulup, belki de hadisenin ölümle sonuçlanmasına engel olabilecek miktarda su. Ama hiç bir şey yapmadım. Hiç bir şey. Onun ölümünü izlemek, bana büyük bir zevk verdi. (Wyatt sırıtıyor.) Hayallerin, hedeflerin olduğunu biliyorum ama sana şunu net bir şekilde söylememe izin ver: Sen olmak istemezdim. Zira, bu turnuvada ilk karşıma çıkacak adam olmak istemezdim. Seni kendi ellerimle ateşe sürüklemeyeceğim adamım, sadece her şeyi kaderin ellerine bırakacağım ve zevkle yanmanı seyredeceğim. Tıpkı, muhterem babama olanlar gibi.

Wyatt mutlu bir şekilde gülümsüyor. Mikrofonu elinde çeviriyor.

Diğer konuya gelelim... Daha hala Bray Wyatt'ın GTW'da neyi, ne zaman ve nasıl yapmak isterse öyle yaptığını tam olarak kavrayamayanlar var. Bunu, bizleri izleyen ancak benim mutlu ve kahkahalarla dolu GTW serüvenime şahit olamamış ufak biraderlerime anlatayım. (Wyatt hasır şapkasını çıkarıp sandalyeye bırakıyor.) Çocuklar, diyelim ki yerküreye bir adam peydah oldu: Savaşları serçe parmağıyla kazanabilecek kadar kuvvetli, ölümü dört duvarın arasına sıkıştırabilecek kadar kudretli, bundan 2 ay sonra hasım olabileceği adamın hamlesini önceden görebilecek kadar zeki.... ve hedefine ulaşmak için en yaşlıdan en gence kadar herkese kıyabilecek kadar da zalim! Böyle bir adamı... kim yenebilir? Böyle bir adam, hangi savaştan mağlup şekilde ayrılır? Düşünün ki, bu adam, Tanrı diye tapındığınız varlığın aksine son derece gerçek ve ondan çok daha güçlü olan bu adam, dünyanın dengeleriyle oynamak yerine GTW ringinde dehşet servis etmeyi kendine vazife edinmiş olsa: Şu ipler arasında gördüğünüz hangi soytarı onunla aşık atabilir? 10 lanet sene, Christian Cage. Eminim seninle ne derdim olduğunu merak ediyorsundur adamım. Bilmiyorsan, söyleyeyim: Hiç bir mantıklı sebep aramadan çok adama musallat oldum ve çok kariyeri bitirdim. Ama Great Thunder'da seni hedeflemiş olmamın sebebi, ofiste bir başka gün değil. Hayır.... Bu kez bir anlamı var. Seni indirdim çünkü gerçekle bağdaşmayan şeyler söyledin. Sen... GTW'nun kurucu babasıymışsın. (Wyatt sırıtıyor.) Öyleyse, 7 sene boyunca ben buradaki zavallılara işkence ederken, altın üzerine altın kazanırken ve bütün bu sürüyü bir koyun gibi güderken neredeydin? Muharebeden mağlup ayrılmış bir paralı asker gibi uzaklara kaçtın. Ve günlerini, geri dönüp senin olduğunu iddia ettiğin toprakları geri almak yerine dayak yemiş bir it gibi yaralarını yalayarak ve hayaller kurarak geçirdin. Ve şimdi geri döndün... Daha önceki denemelerin gibi. Gün, sen uzaklarda emekliliğinin tadını çıkarırken GTW'u mezbahaya çeviren bu caninin hakkını verme günüdür. GTW bir panoramaysa, sen bu panoramanın içerisinde basit bir balıkçı kulübesinden fazlası olamazsın. Çünkü benden farklı olarak, sen hiç bir zaman GTW'ya tasma takmaya çalışacak kadar güçlü olmadın. Sen sadece "diğerlerinden biri" olabildin oğlum. Vance ve Raven gibi, beceriksiz ve işi bitmiş heriflerle beraber "efsaneler" klasmanında; arada bir naftalin tutmuş takım elbiseni sırtına geçirip fotoğraflar çektirdin. Beni yanlış anlama Christian, burada senin "zamanının geçtiğinden" bahsetmiyorum. Çünkü senin zamanın hiç bir zaman gerçek değildi. Kendi sikletinde, basit, Bray Wyatt gibi bir tehlikeyle baş edemeyecek kadar zayıf istidatlı adamlarla 2 sene boyunca elim sende oynadınız. Ve sizin dönemimizde, GTW hiç bir zaman bir gladyatör arenası olmadı. Ben, GTW'da olduğum süre boyunca pek çok kariyeri bitirdiğim gibi pek çok genç aslanın da bu sektöre ayak basmasını sağladım. Neden biliyor musun evlat? Çünkü, Christian'ı mağlup etmek hiç bir zaman bir cazibe noktası olmadı; ama Bray Wyatt'ı yenmek pek çok genç dimağın hayalini süsledi. Beni yanlış anlama Christian, sana bu arenayı övdüğüm yok. Benim için, burası, yalnızca kendi insanlarımın mesajını iletebilmek için bir platform. Ama; senin anlaman gereken şey, bir şeyin kurucu babası olabilmen için o şeyin var olması gerekir. Ve ben diyorum ki, senin ve diğer ayaktakımının burada mücadele ettiği dönemler burası hiç bir zaman tam anlamıyla GTW olmadı. Ne zaman oldu, biliyor musun? Ben, kapıdan içeri girdiğim zaman. İşte bu yüzden, birisi GTW üzerinde ebeveynlik hakkı iddia edecekse o isim benden başkası olamaz. Belki bana inanmıyorsun Christian, ama kemeri ele geçirip karşına dikildiğim zaman sen de tüm GTW kadrosunun öğrendiği dersi öğreneceksin: Bray Wyatt'ı bir baba gibi sevmeyi...-
 
Katılım
29 Haz 2010
Konular
5,194
Mesajlar
45,219
Tepkime puanı
883
Puanları
2,315
Konum
Peepville
Christian Cage


IF YOU CLOSE YOUR EYES!


Christian Cage girişte beliriyor ve seyircilerden karışık tepki geliyor. Bir kısım bu efsaneyi takdir ederken, diğeri onun kibrini yuhalıyor adeta. Christian, girişte hep sahip olduğu gülümsemeye değil, asık suratlı bir ifadeye sahip. Girişte duruyor, elinde bir mikrofon var.

christian-cage.jpg


Bray, seni böldüğüm için kusura bakma ancak saçmalıklarına bir yere kadar dayanabildim. Saçmaladın, saçmaladın ve saçmaladın... Hiç durmadın. Burada durup yalan söyleyecek değilim. Senin, senin lideri olduğun kültlerin ve tüm buradaki bu ikiyüzlü, nimet duygusu nedir bilmeyen adilerin aksine ben daima doğruları söyledim. Yalnızca doğruları. Ve bir kez daha doğruları söyleceğim. Sen dediğin birçok şeyi yaptın. Geçmişle ilgili her şeyi ama her şeyi yaptın! Başarılar kazandın, kariyerler bitirdin hatta bu şirketin boynuna bir tasma bile taktın evet. Gerçekleri yalanlayacak değilim çünkü senin o kırık beyninin aksine benim deha beynim yalnızca ama yalnızca geleceği düşünür. Daima. Geçmişte başardıklarım... Çok şey başardım ancak ben bundan fazlasını, sonrasını istiyorum. Benim amacım buraya gelip gençleri yükseltmek değil, hayır. Amacım onlara gerçekliğin sert sillesini vurmak ve yumuşak olduklarını göstermek! Amacım onların tüm o şaşaları, güzel bakımlı suratlarının bir boka yaramadığını ve geçmişin onlardan çok daha iyi olduğunu kanıtlamak! Amacım bugünün de geleceğin de geçmişin ta kendisi olduğunu göstermek! Bu şirketinin bugünü ve yarınının aslında dünü olduğunu göstermek! Bu şirketi ben kurdum, ben yükselttim ve geri gelmesiyle beraber tekrar en tepeye ben çıkaracağım! Farkında değilsin Bray ya da yalancısın, ikisi de senden beklenir ama sen GTW sayesinde varoldun! Seni burası ünlü etti! Seni ben var ettim ve seni ben ünlü ettim! Burası olmasa ne sen, ne Vance Archer, ne Alex Riley, ne Mark Henry, ne The Miz... Tüm o şampiyonlar, tüm o Hall of Famerlar, hiçbiri olmazdı! Hepiniz bana teşekkür etmelisiniz! Ancak gelip suratıma tükürüyor, benim mirasımı reddetmekle kalmıyor üstüne pislemeye çalışıyorsunuz! Bu üzücü Bray, gerçekten üzücü. İşte ben su sebeple sen buralarda fink atarken yoktum. Tüm yaptıklarıma, başardıklarıma rağmen gözardı edildim hatta daha da kötüsü dışlandım. Dışarı atıldım. İnsanlar mirasımı görmezden geldi ve yok etti! Ancak bu sefer kenarda oturup sessiz kalmayacağım. Yaptıklarımın yakılıp yıkılmasına izin vermeyeceğim. Ben burada herkesin yararlanabileceği, büyüyebileceği bir medeniyet inşa ettim ve diğerlerinin bunu yok etmesine izin vermeyeceğim. Ben bir Roma İmparatorluğu yarattım ancak sen bunu istila etmeye çalışan sürülerden birisisin. Sen Moğol İmparatorluğusun ancak emin ol, tarihin sayfalarında kazanan olarak senin ismin geçmeyecek. Nasıl tüm haksızlıklara, bana yapılanlara karşı çıkıp mücadele edeceksem, bu hafta yaptıkların da yanına kalmayacak Bray!

Christian çok ciddi.

Sen tehlikelisin Bray, bunun farkındayım. Bunu sağlayan en önemli özelliğide, tam burada, kafandan kırık olman. Yapacaklarının sonunu düşünmüyorsun. Sonuçlar umrunda değil ve işte bu yüzden de istediğini yapıyorsun. Hem de büyük bir tutku, istek, hırs ve öfkeyle. Sen adeta kuduz bir köpeksin ancak ben bu köpeği uyutacağım! Sen de ben ve diğer birçok önde gelen isim gibi o koca altın kemere bir kez daha ellerini sürmek istiyorsun. Onu tutmak istiyorsun. Çünkü ikimiz de biliyoruz ki GTW veya başka bir güreş şirketi fark etmeksizin asıl güç orada. Asıl güç o kemere sahip olmak. Gücü isteyen, arzulayan bir kişi şunu düşünmeli: güç nedir? Her şeyi yapabilmek mi? Herkesten üstün olmak mı? Hayır, aslında herkes böyle sanar ancak gerçekten güce sahip olanlar gücün aslında ne olduğunu bilirler. Güç herkesin baktığı, olmak istediği kişi olmaktır. Güç, hedef tahtası olmaktır. Herkesin yerine geçmek istediği kişidir! İşte bu kişi de GTW'da Dünya Ağırsiklet Şampiyonluğu'na sahip olandır. O kemere daha önca sahip olduk. Daha önce birçok kez dünya şampiyonu oldum ve gerçekten de harika bir his. Bunu sen de biliyorsun ve bunu bu yüzden istiyorsun. Ancak Bray, bir hedef koymuşsan her şeyi düşünmen gerek. İşte burada biraz kayboluyorsun. İşte burada eksiksin. Zekisin ancak bir deha değilsin. Hatta zaman zaman salaksın bile. Emin ol o gizemli tavırların, betimleyici ürkünç sözlerin beni korkutmuyor! Düşündürmüyor ve endişelendirmiyor. Evet, tehlikelisin bunu söyledim ve biliyorum da ancak benim ne kadar tehlikeli olabileceğime dair hiçbir fikrin yok! O kemeri istiyor musun? İşine bakmalıydın Bray! Burnunu benim işime sokmamalı ve kendi yolunda devam etmeliydin! O istediğin kemeri kazanmalıydın! Gerçi kazansan bile yollarımız kesişecekti çünkü herkes biliyor, o kemeri bir kez daha kazanmak ve şampiyon olmak benim kaderimde var! O olacak, sadece ne zaman bu belli değil. Sen bu şirketin uzun süre sonra ilk Dünya Şampiyonu olabilirdin ama bir aptallık ettin. Bir hata yaptın, çok ama çok büyük bir hata. Geçmişin, yaşadıkların, yaşattıkların... Tüm bunları korkunç mu sanıyorsun? Gerçek korkuyu yaşamaya hazır ol Bray! Mistik güçlerin neye yeter bilmiyorum ancak arkana bir göz çıkarmanı öneririm! Her gün, her köşede, her anda arkanı kolla! Bir gözün açık uyu! Çünkü bana yaptığın şeyin sebebi umrumda değil. Basit bir saldırı olması umrumda değil! Yok edecek birisini mi arıyorsun? Bir efsaneyi! Hatta bu şirketin atasını? Evet, bu şirketin atasıyım doğru duydunuz gerizekalılar! Bununla bir sorununuz varsa dürün, bükün ve bir tarafınıza sokun çünkü gerçek bu!

Yuhalamalar var!

Benim üzerimden bir mesaj vermeye çalışman bir hataydı Bray. Şu an o küçük aklşın bunu idrak edemese de eninde sonunda anlayacak ve pişman olacaksın. Ancak iş işten geçecek. Çünkü sana öyle şeyler yaşatacağım ki tüm aldığın yaralara, acılara, yediğin dayaklara rağmen sana bir şey öğrececeğim. Bu dünyada hiçbir şey insanın yanına kalmaz, eninde sonunda sonuçlar onu yakalar ve acı çektirir. İşte bunu sana öğreteceğim Bray! Bir ceza ve bir ders alacaksın ancak bu ders daima seninle kalacak ve iyilikten çok acı çektirecek. Benim üzerimden bir ders vermek istedin ancak ben senin üzerinden herkese ibret-i alem nedir göstereceğim! Christian Cage ile uğraşırsanız neler olacağını göstereceğim! Bana yan gözle mi baktın? Sonun Bray Wyatt gibi olacak. Benim işime burnunu mu soktun? Hatta o güzel altın kemerle arama mı girdin? Bir daha düşün, dön bak Bray Wyatt'a bak neler oldu diye. Ancak seni burada bulabilirler mi emin değilim. Bray... Tüm dünya senin ellerinde olabilir ancak sana söz veriyorum, sen de benim ellerimde olacaksın ve oradan çıkış yok, kapana kısılacaksın!

Christian Cage çok öfkeli bir şekilde Bray'e bakıyor, onun bu yanını çok fazla gördüğümüz söylenemez.
 

Ensiferum

Днепропетровск
Katılım
4 Tem 2013
Konular
631
Mesajlar
12,906
Tepkime puanı
1,083
Puanları
1,535
Bray Wyatt
Bray Wyatt

125.png

Wyatt sakalını ovuşturarak Christian'a bakıyor. Başını yana doğru eğiyor.

Neden "civciv"lerine borçlu olduğun şeyi, yani gerçeği vermek istemiyorsun? (Wyatt gülümsüyor.) Sen diyorsun ki, bu seferki gelişimde yepyeni bir sayfa açarak eski günlerimdeki gibi zirvelere oynayacağım! Oysa son 10 senedir senin GTW'da tek yapabildiğin şey konar-göçerlik. Taşramıza gelen günübirlikçiler gibisin. Geliyorsun, bütün evrene büyük sözler vererek bu sefer her şeyin farklı olacağını söylüyorsun ve aradan çok uzun zaman geçmeden geldiğin deliğe sürünerek dönüyorsun. Senin fitratın bu. Çünkü kalıp savaşacak erkeklik ve istidat sende hiç bir zaman olmadı! Şimdi bile, gençlere bir ders vermek için geri döndüğünü söylüyorsun ama ekinlerinin küflenmesi 2 hafta bile sürmedi oğlum. Bir Ağırsiklet unvanı turnuvası yapılıyor ve sen.... sen o yaptıkları turnuvada yoksun bile. (Wyatt sırıtıyor.) Bunun nedeni, onların da senin arkana bakmadan kaçacağını bilmeleri olsa gerek Christian. Seninle aramızdaki fark burada yatıyor: Ben atımı eyerleyip, zırhımın çamura bulanmasını göze alarak savaş meydanına gözünü kan bürümüş şekilde dalan bir atlıyım, sen ise öncül kuvvet muharebeye girdiğinde en yakın güvenli yere kaçan ve orada savaşı resmi zabıtlara geçiren bir vak'anüvissin. Yılların, uzaklarda benim zaferlerimi kayda geçirmekle ve benim zabıt katipliğimi yapmakla geçti. Karşıma çıkmaya korktun. Sadece sen değil, diğerleri de öyle. Neredeler Christian? Piknik arkadaşlarının hiç birini göremiyorum: Raven, Vance Archer, Magnus... Sen ve dostların birer birer bu savaş meydanından eksildiniz; ben ise ilk günkü kan hırsı ve ilk günkü acı çektirme hevesiyle hala cenk halindeyim! Seninle beni ayıran ince çizgi burada yatıyor... Kimse sana komplo kurmaya vakit ayırmıyor. Kimse senin kuyunu kazmak istemiyor. Sadece senin her zaman yaptığın gibi kaçak dövüşeceğini ve karşılaştığın ilk zorlukta terk-i diyar eyleyeceğini bildikleri için sana vakit ayırmak istemiyorlar. Senin burada inşa ettiğin medeniyet, eline hiç bir zaman taş ve çekiç almamış kabile vahşilerinin inşa ettiği bir tuvalet. Benim burada inşa ettiğim şey ise, büyük ve kara bir kale gibi Christian. Yolcular geçiyor, yıllar geçiyor, ama sapasağlam durmaya devam ediyor. Çünkü ben o taşı acıdan, gözyaşından ve hakkını yediğim onlarca sefilin ruhundan yaptım. Karşıma çıkmakta ısrarcı olursan, inşa ettiğin ucubemsi helayı da yerle bir ederek seni tarihin tozlu sayfalarına gömmekte tereddüt etmeyeceğim.

Wyatt mikrofonu çeviriyor. "You Suck" tezahüratlarını dinliyor sessizce.

Bunun, onu mutlu edeceğini sanmıyorum biraderlerim ve bacılarım. Christian, on altıncı geri dönüş serüveninde bu kez sizleri sevmeyen maskesiyle gelmiş. O yüzden, boşuna fani nefeslerinizi tüketmeyin derim. (Wyatt yuhalanırken sırıtıyor.) Konuştuğumuz her şey bizi aynı konuya getiriyor: Dünya Ağırsiklet Şampiyonluğu. Bu unvanın benim için önemli olmasının sebebi, tarihçesi ya da onu kazandığım zaman adımı şu liste ya da bu listeye yazacak olmaları değil. Ben, hasım aramaktan sıkıldım Christian. Hedef tahtası benim sırtıma çizilmediği vakitlerde kimse karşıma çıkmak istemiyor, kimse bana meydan okuyacak cesareti kendinde bulamıyor. Burada geçirdiğim uzun yılların bir çoğunda kurbanlarımı hep kendim belirledim. Şeytanla dans edecek cesarete sahip olan adamların sayıları çok azdı, onlar da yitip gittiler. Ama o unvan belimde olursa, bu sefer ben saldıran değil karşılayan cephe olacağım. Ben, dalgakıran olacağım. Gençler, bütün o hayalleriyle, idealleriyle ve tutkularıyla üzerime saldıracaklar ve teker teker kırılacaklar. Böylece GTW'da hiç bir zaman mutlu son olamayacağını buradaki tüm madamlar ve mösyöler teker teker öğrenecek. GTW budur, Christian. GTW, sen ve arkadaşlarının vakti zamanında sergilediği hıdırellez eğlencesinden çok daha farklı noktalara evrildi. Burada ben varım, ve benimle beraber kapana kısılmış olan diğerleri var. Yerküre üzerinde beni motive edebilecek hiç bir unsur yok: Para, kadın, alkol, şöhret.. Ama yapmaktan zevk aldığım tek bir şey var ise o da mutlu bir şekilde başlayan ve bir kahramanlık öyküsüyle sona ermesi beklenen hikayelere kanlı ve eziyet dolu bir son yazmak. Benim, GTW'daki işlevim ve görevim bu Christian. O unvan, benim için sadece bir vasıta. Ben, o unvanın getireceklerine değil; benim o unvan vasıtasıyla GTW'ya getireceğim kıyamı düşündüğüm için altına uzanmanın peşindeyim. O unvanı aldığım zaman, senin peşinden geleceğim. Çünkü GTW'nun bir atası varsa, bir babası varsa, o da benim. Tacizci, şiddet düşkünü ve hasta ruhlu bir üvey baba. Ben, babalığımı senin gibi kan hısımlığına dayandırmıyorum evlat. Ben bir üvey babayım. Çünkü annesinin evine girip onu kanlı kanlı becerdim ve karım yaptım.

Sana verdiğim dersi bir lütuf olarak görmeni ve GTW'nun yalnızca bir atası olduğu gerçeğini iyice idrak etmeni tavsiye ediyorum. Sözümü dinlemezsen, ömrü hayatında duymuş olduğun son tavsiye de bu olacak.

Wyatt üzerine yürüyünce Christian gardını alıyor. Wyatt'la Christian burun burunayken "bugün değil" diyerek başını sallıyor Wyatt ve geri çekiliyor! Christian kavgaya hazır bir şekilde beklerken Wyatt şapkasını düzeltip ringden iniyor ve seyircilerin yuhalamaları arasında dizlerinin üzerine çöküp kollarını iki yana açıyor. Christian ve Bray Wyatt bakışırken kameralar kapanıyor.
 
Üst