RPG: Wyatt'tan Açık Çek

Ensiferum

Днепропетровск
Katılım
4 Tem 2013
Konular
631
Mesajlar
12,906
Tepkime puanı
1,083
Puanları
1,535
Bray Wyatt
Bray Wyatt
WYATT!

Işıklar sönüyor.



Bray Wyatt gaz lambasıyla girişte görünüyor ve ağır adımlarla ringe ilerliyor. İçeri giriyor Wyatt ve sandalyesine geçip oturduktan sonra lambaya üfleyerek ışıkları geri getiriyor. Elindeki mikrofonu çevirerek arenadakilere bakıyor.

TiRXDcg7_o.png


Eğer bu hayatı ve bu dünyayı yorumlayacak kabiliyete sahip olduğunuzu düşünmüyorsanız, başkalarının tasvirlerini kendi hayatınıza uyarlayabilirsiniz. Gündelik hayatta bir patikaya hiç girmediyseniz, o patikaya girmiş olan bir adamdan fikir alarak yolu bulma şansınız hayli yüksektir. Hayatın ördüğü ağların doğasını anlayamayacak kadar ahmak olanlarınız da, benim sözlerime kulak vererek içinde yaşadığımız bu yerkürenin kurallarını ve inceliklerini rahatlıkla çözebilecektir. Hayat, birbirine geçmiş zincirlerden oluşan bir mekanizmadır madamlar ve mösyöler. Hayatınızı devam ettirirken, bu zincirlerden bir halkayı bile es geçerseniz, kaderinizi ve istikbalinizi ıskalamış olursunuz. Carmelo Hayes, bu zincirlerden en önemli olanını ıskalıyor: O, eşyanın tabıatına meydan okumaya kalkıyor. Eşyanın tabıatı ise yürüdüğünüz yoldur, gökte gördüğünü teyyaredir, elinizi yıkadığınız sudur. Doğada her şey belli başlı kodlamalarla ve kesin kurallarla ölçülebilecek kadar basittir aslında; ama insan zihni o kadar yönlendirilebilir ve zayıf bir detay ki.... hormonlarınızı tetikleyerek bu basit örüntüleri bile anlayamamanızı, karıştırmanızı sağlıyor. Eşyanın tabiatını ve dolayısıyla hayatın kanunlarını çözmüş bir adam, yolunda hiç bir engelle karşılaşmadan ve nereye varacağını bilerek ilerler. Carmelo Hayes gibi ilimden ve en basit tabiat kurallarından bihaber adamlar ise ilerlediği yolda tökezlemesine ve yanlış dönemeçlere sapmasına rağmen hedefine ulaşacağını düşünür. Bir kuş, aslanı avlayamaz. Su, 90 derecede kaynayamaz. Ve alelade bir sokak süprüntüsü; savaşları serçeparmağıyla kazanan, itikat sahibi bir aile liderini hiç bir koşulda yenemez. Hayes, bu basit kuralları öğrenmen gerek evlat. Benim buradaki yaşam çizgim senin gibi eşyanın tabiatından ve hayatın birbirine geçmiş zincirlerden oluşan basit bir mekanizma olduğundan haberi olmayan cahil gençleri tımar etmekle geçti. Seni suçlamıyorum, müjdelendiğin günü gözlerimi kapanınca bile görebiliyorum. Dışkı kokan, kanalizasyonları dolup taşmış ve araba hırsızlığının bir gençlik sporu olarak tatbik edildiği rezil bir mahalle.... 90'lı yıllar.... Kara bir kadın, kara bir çocuğu eline alırken sıkıntılı bir şekilde ektra bir boğazı nasıl doyuracağını düşünüyor. 2000'ler... küçük çocuk büyürken neden etrafındaki herkesin ya torba tutan bir eşkıya ya da araba yürüten bir gaspçı olduğunu sorgulayarak merak ediyor... 2010'lu yıllar, bütün bu kanun dışılıkları ve ahlaksızlıkları "kendi kültürü" olarak benimsemiş olan genç Hayes dünyaya gözlerini açıyor ve kabuğunu kırıp "onlardan biri" oluyor. Hayat hikayeni bile 5 dakikada bir dosya haline getirebilen bir adamla savaşıp kazanma ihtimalin var mıdır? Beni, gidip Uhaa Nation'a sor oğlum. Ben kültür dediğiniz ögelere teker teker hakaret ederken, değerlerinizi aşağılarken, sizin davanıza bayrak adamı yaptığınız rahmetlinin anılarıyla alay ederken hiç bir "Eşitlik Tanrıçası" göklerden inerek hayali sopasını kafama indirmedi. Uhaa tek başına o ringde benim tarafımdan lokma lokma yenilip tükürülürken, hiç bir "brother" gelerek olaya müdahil olmaya çalışmadı. Ancak sizin nereye gittiğinizi görüyorum... beyaz adamın tasarladığı arenada, beyaz adamın bulduğu tekniklerle, beyaz adamı yenmenin peşindesiniz. Belki bunu başarabilirsin Hayes... Belki de GTW kariyerinde seni pek çok başarı bekliyor. Pek çok hatıra bekliyor... Zafer dolu bir gün bekliyor. Ama o gün, bugün değil. Karşında Bray Wyatt varken değil. Seninle işimi uzun tutmak istemiyorum, Great Thunder'da karşıma çık ve şeytanla valse kalk. (Wyatt sandalyesinde kollarını iki yana açıyor.) Gel ve Bray amcanın şefkatli kollarının arasında sana hiç bilmediğin bir ilim öğreteyim: Bray Wyatt'ı bir baba gibi sevmeyi.

Wyatt kahkaha atıyor.

Dw3AJ3pS_o.png


Bir diğer mesele ise, No Way Out konusu. Her sene bir gün gelir ve 6 adamı, altın uğruna çelik kafesin içine kapatırlar. Bu sene de o mübarek aya gelmiş bulunmaktayız. Royal Rumble'da yaşadığım olaylar beni yeni bir rota çizme arayışına yöneltti. Bu, aynı anda üç cephede birden savaşmak gibi olacak ama Wyatt Ailesinin kuvveti tek muharebede bütün cepheleri kaplamaya yeter. Biz, her yerdeyiz biraderlerim ve bacılarım. Carmelo Hayes'in zihninin bir köşesinde, Dean Ambrose'un korkuyla atan kalbinde, Brian Kendrick'in buraya ayak basar basmaz aldığı ilk mağlubiyeti her gece hatırladığı beyninin içinde... İlk işim, Carmelo Hayes ve beraberinde getirmeyi planladığı arkadaşları her kimlerse, onlarla işimi bitirmek olacak. Hayes ve dostları, bizim için atıştırmalık görevi görecek. Ve sonra sıra sana gelecek Dean Ambrose.. (Wyatt kameraya bakıyor.) Kendini özel olduğuna inandırdın, her şeyin başrolü olduğunu zannettin. Öyle değil mi? Ama bak, senden çok daha iyi, senden çok daha güçlü ve senden çok daha uzun soluklu Bray amcan bile bazen buralarda beklemediği olaylar yaşayabiliyor. Kuşlar bana, senin gemiyi terk etmek üzere olduğunu fısıldıyor. O yüzden bu sözlerimi iyi dinle: Eğer kalıp savaşacak kadar erkekliğin yoksa gasp ettiğin unvanımızı ayağıma getir ve Dutch'a biat et. Burada olmadığın her an, Ailemizden çaldığın o unvan aklıma geliyor ve kendime şunu soruyorum: Bu kadar zavallı ve kolayca pes eden bir adamın bu unvanı kazanmasına nasıl izin verdik? Royal Rumble maçında, hiç bir şeyin farkına bile varmadan kardeşlerimizden birinin hakkını nasıl gasp ettirdik? Eğer erkeksen, onurun ve gururun varsa bizden çaldığın unvanı geri getir ve bize karşı koru. Ancak bir erkek değilsen, kuşların fısıldadığı gibi ilk zorluğu görünce kaçanlardansan o şampiyonluğun üzerinden elini çektiğini bütün cihana ilan et ve git evlat. Cevabını bekliyor olacağım. (Wyatt sırıtıyor.) Bana ulaşmak ve ne düşündüğünü iletmek istersen: Ağaçlara fısılda oğlum. Onlar, bana haberi getirirler. Seninle olan işimiz bittikten sonra ise, GTW Tag Team unvanlarını çiftliğimize götüreceğiz. Ve o ışıl ışıl parlayan altınları çiftliğimizdeki domuz bokuna batıracağız. GTW'daki hiç kimse için, bu yaz kolay bir çıkış olmayacak. Ve kapıları tutan adamlar, bizler olacağız. Eğer hiç Temmuz'u bile beklemeden, şimdi benimle yüzleşmeye cesareti olan varsa, tam da buradayım. Muharebe meydanında sizi ezeceğim eşyanın tabiatı kadar kesin. Ama yine de miğferinizdeki siperliği açın ve son sözlerinizi söyleyin. Söyleyin ki ölüm sahnesini yazan adam onlara hiç bir sufle vermeden katletti demesinler.

Wyatt sandalyesinde sallanarak girişe dönüyor ve bekliyor...

@GoddessBliss @Antagonist
 

Antagonist

wayfaring stranger
Katılım
2 Nis 2023
Konular
12
Mesajlar
434
Tepkime puanı
167
Puanları
75
Brian Pillman
Jon Moxley
"Kafanı kaldır da yukarı bak kaltak. "

mauou6u.png


Hardcore kemerinin sahibi Dean Ambrose ekranda.

" Şaşırdın değil mi? Yanına kadar gelmemi ve seks oyuncağın yaptığın sandalyeyi bir kere daha kafamda patlatmayı düşlüyordun. Hayır oğlum sana bu zevki bir kere daha vermeyeceğim. Sana ve çiğ et yemekten mutasyona uğramış özürlü evlatlarına büyük şovdan önce daha fazla konfor sağlamayacağım. Özellikle sana Bray. Seninle benim kaderim aylar önceden birbiriyle bütünleşmişti. O zamanlar sana bir şey söylemiştim. Kariyerimin ortada olduğu o maçta seni öyle bir yenecektim ki beyninin etini yiyen bir solucan gibi düşüncelerinde hayat bulacaktım. Nereye gidersen git, hangi yöne bakarsan bak göreceğin tek yüz benim yüzüm olacaktı. Öyle de oldu. Sana dersini verdim ve bu işin benim için burada bittiğini düşünüp yoluma devam ettim. Ama bir hata yaptım. Seni hafife aldım. En büyük hayalim olan Royal Rumble biletinin elimden kaçıp gitmesine sebep olacağını düşünemedim. Seni suçlayamıyorum. Suçladığım tek bir kişi var ve bunu itiraf etmek oldukça güç. Sorun işte burada.."

"Çünkü sorun ne biliyor musun Bray? Sorun bu şirket değil. Sorun senin gibi o-ospu çocukları değil. Sorun benim. En başından beri bendim. Sadece bunu göremeyecek kadar aptaldım."

fdk1p8q.png


"Bazılarına göre sonumu açgözlülük getirdi. Senin gibilere göre ise hiçbir zaman o seviyede değildim. Yenilmeye doyamayan bir kaybedendim. Bunların artık hiçbir anlamı yok. Kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı ve bu şey..."

Ambrose kemeri gösteriyor.

"Kaybedeceğim büyüklükte bir şey değil. Bunu rehinem gibi düşün. Onunla işim bittikten sonra kemeri köyüne götürüp Dutch'ın kıçına sokup çıkarıp fantezilerini uygulamaya devam edebilirsin. Ama bir süre daha bende duracak. İstediğimi s-ke s-ke alana kadar. O Wrestlemania Main Event'ini alana kadar. Umarım iyi anlamışsındır sürtük."

Ambrose öfkeyle kameraya bakarken ekran kapanıyor.
 

GoddessBliss

success of failure
Katılım
18 Kas 2017
Konular
87
Mesajlar
3,292
Tepkime puanı
266
Puanları
545
Konum
-
Alexa Bliss
Joey Janela
MELO DON'T MISS


Melo girişte görünüyor elinde mikrofon ile ringe geliyor.

Carmelo : Yo' yo' dostum. Tanrı aşkına artık saçmalamayı bırak. Tabiat, yaratılış, eşya... Ne anlatıyorsun? Artık vazgeç şu insanların beyinlerini boş şeyler ile doldurmaktan. Bu insanlar buraya senin saçmalıklarını dinlemeye gelmiyor, buraya gerçek şeyler ve kişiler görmek için geliyor. Ve o gerçek kişi burada (Kollarını hava kaldırır) Buradayım, senin ve iki yancını harcayıp bir daha hatırlanmamak üzere çöpe atmak için. Babanın çiftliğinde yaşadığın travmaların , hikayelerin beni zerre ilgilendirmiyor. O dil uzatmaya cürret ettiğin sokaklarda büyüdüm ben. Gerçek ve önemli insanların saygısını kazandım, evet torba tuttum, evet hırsızlık yaptım, çünkü benim bakmam gereken bir ailem vardı. Bu uğurda yoluma çıkan herkesi ezdim ve inan hiç birinden pişman olmadım. Ben gerçek olanı gördüm dostum, sen ise kafanda kurduğun hayal dünyasında yaşıyorsun. Ama artık uyanman gerek çünkü BURASI BENİM DÜNYAM!

(Melo seyircileri süzer ve konuşmaya devam eder)

Çocukken hepiniz parkta oyun oynamışsınızdır, ben de çocuk oldum ben de oynadım. Beyaz çocuklar hiçbir zaman oyunlarına siyahi çocukları almazlardı, hep dışlarlardı. Çünkü kendilerini üstün görürlerdi, hayır aslında bizden korkarlardı. Onları kendi oyunlarında yeneceğimiziden korkardı. Onlara zarar vereceğimizden korkarlardı. Sen de o küçük çocuklardan sadece bir tanesisin. O çocukların hiçbirinin bize konuşmaya gö*ü yemezdi, sen sokaklarda büyümediğin için bunları bilemezsin. Sen çiftlikte, yalnız başına kendi dünyanda yaşıyordun. O kenara atılmış, dışlanmış çocuklar için seni fena ezeceğim. No Way Out'ta olur, Great Thunder' da olur, Xplosion' da olur hiç farketmez. Seni ve travmalarını yok edeceğim parlak. Çünkü biliyorsun, MELO. DON'T. MISS.


(Melo mikrofonu yere bırakır ve arka alana doğru yol alır)
 
Üst